Gül: HDP sonuçlarına katlanmak zorunda

Abdülhamit Gül, "HDP seçime parti olarak katılma kararını kendi verdi, sonuçlarına da katlanmak zorunda" dedi.

Gül: HDP sonuçlarına katlanmak zorunda
Gül: HDP sonuçlarına katlanmak zorunda
GİRİŞ 14.05.2015 05:01 GÜNCELLEME 14.05.2015 16:42
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış

İbrahim Günay'ın haberi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Adayı Abdülhamit Gül Haber7.com'a verdiği röportajda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

HDP’nin söylemlerini nasıl buluyorsunuz?

HDP, bir tercih noktasına geldi. HDP bundan sonra, ya 1990'lı yılların şiddet diliyle konuşacak ya da Türkiye'nin kat ettiği demokratik aşamaları göz önüne alıp sivil bir siyasete yönelecek. Bu tercihlerden hangisini tercih edeceği, HDP'nin ve genel anlamda Kürt siyasi hareketinin akıbetini belirleyecek. Eğer şiddet ve çatışma dilini benimserse, HDP bir süre sonra varlık krizine girip yok olacaktır. İkinci seçeneği tercih edip sivil siyasete yönelirse, Türkiyelileşip varlığını sürdürebilecektir. Çözüm Süreci, çatışmasızlık, taleplerin sivil yollarla ve demokratik yöntemlerle dile getirilmesi, Türkiye tarafından kabul görmüştür. Bugün Türk ve Kürt milliyetçileri bile, çatışmanın sivil zeminde çözülebileceği konusunda mutabıktırlar. Bu noktaya gelinmesi, AK Parti sayesinde olmuştur. Maalesef HDP'nin bu gerçeği henüz kavrayamadığını, şiddet diliyle arasına mesafe koyamadığını görüyoruz. HDP, bütün seçim stratejisini Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine kurmuş. O Tayyip Erdoğan, bütün siyasi risklerini üstlenerek Çözüm Sürecini başlatan liderdir. HDP, Paralel Yapı ile birlikte Tayyip Erdoğan'a saldırarak Türkiye ve Kürtler lehine davranmamaktadır. Yanıldığını da er geç anlayacaktır. HDP an itibariyle yanlış yolda. bir an evvel bu yanlıştan geri dönmesi gerekir.

HDP’nin barajı geçememesi, Türkiye’yi kaosa sürükler mi?

HDP, Türkiye'nin geçirdiği demokratik süreçleri içselleştirmek zorundadır. Bu, yasal değil, sosyolojik bir zorunluluktur. Kürtler adına siyaset yaptığı iddiasında olan HDP, Kürtlerin taleplerini iyi okumak zorundadır. Kürtler, kimlikleri ve kültürleri inkar edilmeden, devletin birinci sınıf vatandaşı olarak yaşamak; ekonomik refahtan adil pay alarak hizmetlerden istifade etmek istemektedirler. AK Parti iktidarıyla Kürtler buna büyük ölçüde kavuşmuştur. Bu yüzden, kendi tercihiyle seçime parti olarak girme kararı alan HDP, barajı geçemezse bunun sonuçlarına katlanıp demokratik olgunluk göstermek zorundadır. Geçmişte, Refah Partisi, MHP, CHP, DSP, ANAP, DYP, barajı geçemediğinde, nasıl sokağa çıkmak yerine daha çok çalışmayı tercih ettiyse, HDP'ye düşen de budur. Türkiyelileşmek tam da budur. HDP bu demokratik olgunluğu tercih etmek yerine sokak şiddetine yönelirse, kamu düzenini koruma kararlılığında olan devletle karşılaşacaktır.

KILIÇDAROĞLU'NUN EKONOMİ SİCİLİ BOZUK

Muhalefet partilerinin seçim vaatlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eskiden muhalefet partileri kimlikler ve değerler üzerinden siyaset yaparlardı. Bir parti laiklik ve Atatürk üzerinden konuşurken, başka bir parti meydan mitinglerinde urgan fırlatırdı. Kemal Kılıçdaroğlu bildiğiniz gibi DSP'den milletvekili aday adayıydı.  DSP deyince de aklımıza Ecevit'e fırlatılan yazar kasa geliyor. Kılıçdaroğlu deyince aklımıza SSK'yı batırması geliyor. Bunların ekonomide ve sosyal politikalarda sicillerinin bozuk olduğu cümle alem biliyor. Şimdi ise, her parti vatandaşa ekonomik ve sosyal vaatlerde bulunuyor. Öte yandan, bu vaatlerin iyi hazırlık yapılmadan ve alelacele ilan edildiği görülmekte. Kılıçdaroğlu, 'Ben hesap uzmanıyım' diyerek işi geçiştiriyor. Ama SSK'yı nasıl yönettiğini, kurumu nasıl zarara uğrattığını çok iyi hatırlıyoruz. Kılıçdaroğlu'nun hangi hesapların uzmanı olduğunu bilmesek de, Türkiye'yi vaatlerine inandıramadığını çok açık görüyoruz.

Sizce Başkanlık sistemi neden gerekli?

Başkanlık sistemi yaklaşık 50 yıldır Türkiye siyasetinin gündeminde. Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel ve Tayyip Erdoğan başkanlık sisteminin Türkiye için en uygun yönetim şekli olduğunu dile getirmiş isimler. Zikrettiğim isimler alelade kimseler değil. Bu dört isim, Türkiye'nin son 50 yılına damga vurmuş, dördü de Başbakanlık, üçü Cumhurbaşkanlığı yapmış şahsiyetler. Bu dört ismin başkanlık sisteminin gerekliliği hususunda mutabık kalmalarının sebebi, Türkiye'nin sorunlarını, sistemde aksayan yerleri bilmeleridir. Başkanlık sistemi, icraatta seri ve kararlı olma sonucunu doğuracak. Bu hız ise ekonomiyi ve politikayı güçlendirecektir. Büyüyen Türkiye, başkanlık sistemiyle daha hızlı hareket eden, refleksleri güçlü, siyaseti istikrarlı bir ülke olma yolunda daha kararlı adımlar atacaktır.

BAŞKANLIK SİSTEMİ ARTIK ZARURETTİR

Başkanlık sistemi Türkiye için artık ihtiyaçtan da öte bir hal almış bir zarurete dönüşmüştür. Türkiye AK  Parti iktidarı boyunca istikrara ulaştı. Başkanlık Sistemi istikrarın kalıcılaşması için de gerekmekte. İstikrar ve büyüme için Başkanlık Sistemi Türkiye için önemli bir fırsattır. Muhalefetin Başkanlık Sistemi ile ilgili iddiaları gerçekten çok uzak. Bu rahatsızlığın temelinde milletten rahatsız olmak yatıyor. Başkanlık sistemini istemeyenler aslında milletin iktidarını istemiyorlar. Erdoğan karşıtlığı gözlerini öyle bürümüş ki milletin faydasına olan yeniliklere de karşı çıkıyorlar. Başkanlık Sistemine geçilmesiyle birlikte Türkiye 2023 vizyonunu bir an evvel hayata geçirecek ve Türkiye'yi dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi haline getirecektir.

TÜRKİYE'YE YAKIŞAN ANAYASA YAPACAĞIZ

Yeni Anayasa çalışmaları ne aşamada ve seçimden sonra bu konuda Türkiye’yi neler bekliyor?

AK Parti, Türkiye'nin demokratik ilerlemesi yönünde en ciddî ve kalıcı adımları atan partidir. 'Sessiz Devrim' olarak niteleyebileceğimiz çalışmalar neticesinde Türkiye büyük bir dönüşüm geçirmiş; yasal düzenlemeler, 2007 ve 2010 referandumları sayesinde Türkiye'nin demokrasi çıtası yükselmiştir. Bir anlamda, yeni ve sivil bir anayasayı gündem haline getiren AK Parti olmuştur. Geçtiğimiz yasama döneminde AK Parti, diğer partilerle eşit temsil edilmeyi kabul ederek bir Uzlaşma Komisyonu masası etrafında yeni anayasa çalışmalarını yürütmüşse de, sayısal sebeplerle bu amaç hasıl olmamıştır. İnşallah bu parlamentonun önündeki en büyük görevlerden birisi, yeni ve sivil bir anayasa yapmak olacaktır. Milletimizden istediğimiz desteğin bir sebebi de, bu anayasayı yapacak güce kavuşma isteğidir. İnşallah AK Parti bu desteğe kavuşarak Türkiye'ye yakışır bir anayasa yapacaktır.

PARALEL YAPI'NIN DARBECİ UNSURLARI DA YARGILANIR

17/25 Aralık operasyonlarını kurgulayan ve yürüten hakim ve savcılar meslekten ihraç edildi. Bunun yargıya müdahale olduğu iddialarına ne dersiniz?

Bu savcı ve hakimler, makamlarında otururken veya işlerini yasalar çerçevesinde yürütürken ihraç edilmediler. Bu kişiler, meşru hükümete yönelen bir darbe  planının parçası oldukları için böyle bir akıbetle karşı karşıya kaldılar. Eğer bazı görevliler, devletin vatandaşlara hizmet amacıyla verdiği yetkileri ve imkanları kendi siyasi amaçları için kullanmaya kalkarlarsa, bunun adı darbe girişimi olur. Bu hakim ve savcıların, bazı emniyet kadrolarını da yanlarına alarak giriştikleri 17/25 Aralık darbe girişiminin Talat Aydemir'in kalkıştığı darbe girişimlerinden farkı yoktur. Hukuka veya yargı bürokrasisine yönelik bir müdahale söz konusu değildir. Hadise, meşru hükümete darbe yapmaya girişen bir kısım devlet görevlisinin yaptıklarının karşılığını almasıdır. Bu işin hukukî süreçlerinin de devam edeceğini zannediyorum. Talat Aydemir, Kenan Evren ve 28 Şubatçılar nasıl yargılandıysa, Paralel Yapının darbeci unsurları da elbette yargılanacaktır.

7 HAZİRAN'DA DOSTLAR SEVİNECEK

Ak Parti sizce yüzde kaç oy alır?

AK Parti, seçim yaklaştıkça oylarını artıran bir parti. Şu anda hem saha çalışmaları, hem de kararını düşünerek veren seçmenlerimizin AK Parti'de karar kılması neticesinde oylarımız yükseliyor. Hedefimiz, 2011'de aldığımız oyun üstüne çıkmak. Çok şükür, oylarımız o düzeye doğru tırmanıyor. Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun mitingleri bu coşkunun ve teveccühün en güzel göstergesidir. Başbakanımızın bu mitinglerinde halka verdiği müjdeler ve açıkladığı projeler de toplumsal sözleşmede vurgulanan ikinci atılım hamlesini gerçekleştirecek bir sürecin başlangıcıdır. Ama bu güzel tabloyu görüp de çalışmayı bırakmak bir yana, tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı daha da artırarak güçlü bir çoğunlukla yeniden tek başına iktidar olacağız inşallah. Allah'ın izniyle 7 Haziran'da muhalefeti suskunluğa ve mazeretler aramaya sevk edecek, Türkiye'yi ve Türkiye'nin dostlarını sevindirecek parlak bir netice alacağımızdan kimse kuşku duymasın. 

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 14
  • Gurbetçi M 8 yıl önce Şikayet Et
    hdp AKP'ye zaten rakip olamazda, ama merak ettiğim hdp 4% 'ü geçebilecekmi? demedi deme.
    Cevapla
  • m gül 8 yıl önce Şikayet Et
    hdp barajı aşar merak etmeyin
    Cevapla
  • İsmet Güler 8 yıl önce Şikayet Et
    Barajı aşamaz.Aşmamalı,kürtleri temsil edemezler,davranışları ile fikirleri ile müslümsn kürt halkına terstirler.Maşadırlar,başkasından talimat alıyorlar.
    Cevapla
  • akp 8 yıl önce Şikayet Et
    inadına
    Cevapla
  • H.özdemir 8 yıl önce Şikayet Et
    hdp % 5 i geçmez çünkü ikiye bölünmüş bir parti ayrıca kürt halkını temsil etmediği de ortada 1915 de kürtlere zülüm eden Ermenileri daha çok savunuyor hdp ermeniler içinmi çalışacak yoksa kürtler içinmi bunu kürt halkı düşünerek karar verecektir
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Şırnaklı damatla Ukraynalı gelinin düğününde servet takıldı
Başıboş köpek saldırıları devam ediyor! Yaşanan son Aydın'dan...