Gazeteci Yılmaz Yalçıner vefat etti

Gazeteci Yılmaz Yalçıner, 75 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti.

Yazar Mekki Yassıkaya,1946'da Ankara'da dünyaya gelen Yalçıner'in, 1970'li yılların öğrenci hareketleri içerisinde bulunduğunu söyledi.

MHP'nin üç hilalden oluşan amblemini de Yalçıner'in tasarladığını belirten Yassıkaya, "Sebil", "Şura" ve "Tevhid" gazetelerinde çalıştığını, aynı zamanda "Gaye" isimli Cumhuriyet tarihinde ilk kadın dergisini çıkardığını aktardı.

Yassıkaya, Yalçıner'in Yeni Akit gazetesinde de çalıştığı bilgisini vererek, şunları anlattı:

"Yalçıner'le Hasan Güneşer ve Ömer Yorulmaz'la birlikte 1980 darbesinin hemen ardından uçak kaçırarak Afganistan'a gitmek istedik. 36 sene ceza aldık. 11 yıl 7 ay hapis yattık. Diyarbakır ve Malatya cezaevlerinde kaldık. Cezaevinden çıktıktan sonra Yalçıner, Yeni Akit gazetesinde çalışmaya başladı. 10 Yıldır Marmaris'te yaşıyordu. İnandığını yaşayan, iyi ve cesur bir gazeteciydi. 3 çocuğu oldu. Birini deniz kazasında kaybetti. Hatıraları üzerine de bir kitap yazıyordu. 7 sene emek vererek kaleme aldığı, 'Türkçede Dünümüzü Hatırlatma Sözlüğü' isimli sözlüğü de geçtiğimiz şubat ayında yayınladık."

Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Mahmut Bıyıklı da sosyal medya hesabından "Davanın çilekeşlerinden gazeteci, yazar Yılmaz Yalçıner Ağabey de göçünü toplamış. Mekanı cennet menzili mübarek olsun inşallah." ifadelerini kullandı.

"BİR CUMA AÇACAĞIZ"

Yalçıner, önce Taksim'de açılan daha sonra Fatih'te haftalarca sergilenen devasa brandayı yapmıştı. Brandada Ayasofya Camii ve "Bir Cuma açacağız" yazısı görülüyordu. 

Branda isteği merhum Başbakan Necmettin Erbakan'dan gelmiş; brandayı açma işini ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapmıştı. 

"BRANDAYI AÇMAK TAYYİP BEY'E NASİP OLDU"

Yalçıner, sosyal medya hesabından o brandanın hikayesini şöyle anlatmıştı: 

Hoca İstanbul Taksim'de bir miting yapacaktı. Benden bir Ayasofya tablosu yapmamıistedi. Devasa brandayı rahmetli Osman Nuri Önügören diktirip hazırlattı. Fırça ve boyaları rahmetli Şadoğlu gönderdi. Fatih Camii'nin arka avlusunda, bir hafta kadar çalışıp bu tabloyu çizdim. Üzerine de, "BİR CUM'A AÇACAĞIZ" yazdım. Taksim Meydanı'nda iki ucundan iki vince asılarak Hoca'nın konuşma kürsüsü arkasına gerildi. Daha sonra Fatih Akıncıları (Merhum şehid Metin Yüksel ve arkadaşları) tarafından Fathi Medresesi'nin caddeye bakan duvarında haftalarca sergilendi. Takdir-i ilahi; açmak Hoca'nın öğrencilerinden Tayyip Bey'e nasip oldu. Hoca'ya rahmet, Cumhurbaşkanımıza minnet...

CENAZE NAMAZI YARIN KILINACAK

Bugün Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde vefat eden Yalçıner'in naaşı, ikindi vaktinde Üsküdar Marmara İlahiyat Fakültesi Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından Hekimbaşı Mezarlığı'na defnedilecek.

"İYİ Kİ BAŞARILI OLAMAMIŞIZ"

Yalçıner, uçak kaçırma girişimlerini yıllar sonra anlatmıştı. Yeni Şafak gazetesinde 2011'de yayımlanan röportajdan ilgili bölüm şöyle: 

Bir de uçak kaçırma eyleminiz var. Neden uçak kaçırmayı düşündünüz?

O tarihlerde 163. Madde İslami manada en ufak bir yazıyı, çiziyi hemen cezalandırmak imkanı veriyordu. Dolayısıyla her iki gazetem de toplatılıyor, yazar çizerlerine karşı bu madde kullanılıyordu. Biz yazı işleri müdürleri olarak yazarları korumak için, ifade verirken “Bu yazıyı onun adına ben yazdım” diyorduk. Bu nedenle ben 10 yıl ceza yemiştim. Ömer Yorulmaz hapse girdi çıktı. Darbe de hemen ardından gelince ülkeyi terk etmek şıkkıyla karşı karşıya kaldık. Gazetecilerin büyük bir kısmı bir yolunu bulup ülkenin dışına çıkmaya çalıştılar. Bize pasaport vermiyorlardı. Her darbe devrinde olduğu gibi halk rejime yara-nabilmek için birbirini ispiyonlamaya başladı. Hayat hakkı bulamaz hale gelince çareyi kaçmakta bulduk ve bir uçak kaçırarak bu işi yapabileceğimizi düşündük.

İBRET OLSUN DİYE 36 YIL VERDİLER

Ama başarılı olamadınız.

İyi ki olamadık. Başarılı olsaydık, spekülasyon yapmak istemiyorum ama daha büyük yanlışlar olabilirdi. İran rejimini tahkim etmek durumuna düşecektim.

Nasıl oldu kaçırma olayı?

Uçak havalandıktan sonra Yalova üzerindeyken elimde 6.35 bir silahla kokpite girdim. Uçağı ele geçirdim. Silahı kullanmama da hiç ihtiyaç olmadı. 

AYD’DEN TAZİYE MESAJI 

75 yaşında İstanbul'da hayatını kaybeden gazeteci Yazar Yalçıner’in vefatı dolayısı ile Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan bir taziye mesajı yayınladı.

Burhan mesajında şu ifadeleri kullandı; Gazeteci büyüğümüz Yılmaz Yalçıner, inandığı gibi yaşadı. Bildiği yoldan asla ayrılmadan çok büyük mücadeleler verdi. Son dönemde Yeni Akit Gazetesinde mesleğine devam eden Merhuma Allahtan rahmet diliyoruz. Ailesinin, yakınlarının ve basın camiasının başı sağ olsun.

YILMAZ YALÇINER KİMDİR?

Gazeteci-yazar Yılmaz Yalçıner, 1946'de Ankara'da dünyaya geldi.

Hacettepe İstiklal İlkokulu, Cebeci Ortaokulu ve Ankara Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra bir süre Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okuyan Yalçıner, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu'ndan 1972'de mezun oldu.

Öğrencilik yıllarında gazeteciliğe başlayan Yalçıner, Ankara'da "Resimli Posta", "Kudret", "Zafer", "Hür Anadolu", "Adalet" gazetelerinde çalıştı. İstanbul'da ise "Bugün", "Bizim Anadolu", "Son Havadis" ve "Sebil" adlı haftalık gazetelerde ressam, sayfa sekreteri, köşe yazarı ve yazı işleri müdürlüğü gibi çeşitli görevler üstlendi.

Milli Gazete ve Yeni Devir'de de yazılar yazan Yalçın Yılmazer, Ankara'da "Kuvay-ı Milliye" (1965), "Milli Adım" (1966) ve "Vesika" (1975) adlı aylık dergileri çıkardı.

Yalçıner, 1978'de haftalık "Şura", 1979'da "Tevhid" adlı gazeteleri okurlarla buluşturdu. Bir süre cezaevinde kalan Yalçıner, 1991 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakıldı ve çalışmalarını daha sonra haftalık "Cuma" dergisi ile "Akit" gazetesinde sürdürdü.