Ahmet Kabaklı büyük hayallerin peşindeydi

Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı’nın kelle koltukta yazılar yazarak muhafazakar gençleri geleceğe hazırlamaya çalıştığını ifade edildi.

Ahmet Kabaklı büyük hayallerin peşindeydi
Ahmet Kabaklı büyük hayallerin peşindeydi
GİRİŞ 06.12.2014 11:01 GÜNCELLEME 06.12.2014 12:26

Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı’nın talebelerinden Belkıs İbrahimhakkıoğlu ile Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi İsa Kocakaplan, Hoca’nın 12 Eylül 1980 öncesi kelle koltukta yazılar yazarak muhafazakar gençleri geleceğe hazırlamaya çalıştığını ifade ettiler.

Kabaklı’nın yeğeni ünlü sanatçı Esat Kabaklı da bağlamasıyla verdiği konser sırasında Hoca’nın kendisine öğrettiği “Yeşil Yaprak Arasında Kırmızı Gül Goncası” türküsünü seslendirdi. Kabaklı, “Onun soy ismini taşımaktan dolayı gurur duyuyorum.” dedi.

Terörün ve siyasi çalkantıların yaşandığı 1980 öncesi söylemleri, köşe yazısı ve kitaplarıyla gençliğin duygu dünyasına tesir ederek onları geleceğe hazırlayan Ahmet Kabaklı, Bağcılar Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen programda anıldı.

Kabaklı Hoca’nın talebelerinden olan Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Kabaklı’nın Türk Edebiyatı Dergisi’nde görev aldığını belirterek onu yakından tanıma şansına sahip olduğunu ifade etti. Kabaklı’nın yitik cennetin peşinde olduğunu anlatan İbrahimhakkıoğlu, şöyle konuştu:

“O kültürümüzün dayandığı ahlakın peşindeydi. Bize örnek olacak en güzel tarafı da oydu. Bizi millet olarak var eden temellerin üzerinde duruyordu. Tarih, dil ve sanat hepsini bir bütün olarak görüyordu. Bütün bunların kaynağı da inancımızda var.” diye konuştu. Yüksek ahlak olmadan yüksek medeniyetten söz edilemeyeceğinin altını çizen İbrahimhakkıoğlu, Kabaklı’nın büyük hayallerin insanı olduğunu ifade etti. Kabaklı’nın basitlikten hoşlanmadığını da kaydeden İbrahimhakkıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Necip Fazıl’ın dediği gibi, ‘tarih akar, fikirler akar ancak değişmez olan tek Allah’tır. İnsan değerlerinin ardına düşmelidir. Hoca bir ideal ve dava insanıydı. Onun milliyetçiliği kültürel, sosyal ve tarihi anlamdaydı. Bizi var eden değerlerimizin peşine düşmemiz ve onları zenginleştirmemiz gerekli. O bilgi edinmek için değil düşünmek ve anlamak için okurdu. Ben hocadan yüksek ahlaka verdiği değerin önemini öğrendim. Bunu yaygınlaştıramazsak problemlerin üstesinden gelemeyiz.”

İbrahimhakkıoğlu, ölümümden 13 yıl sonra andıkları Kabaklı’nın ardında bıraktığı eserlerle yaşadığını vurguladı. İbrahimhakkıoğlu, Kabaklı Hoca’nın kurduğu Türk Edebiyatı Vakfı’nda Necip Fazıl Kısakürek, Ayhan Songar, İbrahim Kafesoğlu gibi edebiyat dünyamızın önemli isimlerinin konuşmalar yaptığını da sözlerine ekledi.

 “HOCA SOLCU OLSAYDI DAHA ÇOK İTİBAR GÖRÜRDÜ”

Kocakaplan ise Kabaklı’nın Türkiye ve Tercüman gazetelerinde yazdığı köşeleriyle ülke sorunlarına dikkat çektiğini anlattı. Kendisine ‘Hoca’ diye hitap ettiklerini de ifade eden Kocakaplan, “Kopan zinciri eklemesini bilen insanlardan birisiydi. Kabaklı’nın eski kültürle yeni yaşantıdaki eksikleri gidermeye çalıştığını da belirterek, şöyle konuştu: “Temellerin Duruşması kitabında da değerlerin geçmişten gelip günümüze ulaştığını belirtmiştir. Hoca, kültürü kesintiye uğratmadan devam ettirdi.”

Türk Edebiyatı Dergisi’nin 2001 ile 2005 yılına kadar genel yayın yönetmenliğini yaptığını da anlatan Kocakaplan, Faruk Nafiz’in, Han Duvarları şiirinde dört mevsimi bir günde yaşadıklarını ifade ettiğini hatırlatarak, eski yıllarda dergi ve gazete çıkarmanın zorluklarına işaret etti. Siyasi liderlerin onunla karşılaştıklarında saygıyla ayağa kalktıklarını ifade etti. Turgut Özal’ın kendine milletvekili adayı olması teklifinde bulunduğunu da anlatan Kocakaplan, ancak Kabaklı’nın dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in, yazılarından rahatsızlık duyarak şikayette bulunacağı endişesiyle olumlu bakmadığını ifade etti. Kabaklı’nın terörün kol gezdiği yıllarda kelle koltukta yazı yazdığını anlatan Kocakaplan, ”Şimdiki yazarlar konforlu odalarında yazı yazıyorlar. Eğer, hoca solcu olsaydı çok itibar görürdü. Babası vefat etmişti. Gönlübağ’da üç gün aç kalmıştı. Ejderha Taşı kitabında da anlatıyor. ‘Boğazımızdan lokma girmedi. Gümüş, dediğimiz köpek geldi ağzında bohça vardı. Açtık içindeki ekmeği yedik’ diye yazmıştır. Müezzin olan babasından aldığı terbiye sebebiyle tam bir mümin olarak yetişmiştir. Annesi de mümineydi.” 

MUHAFAZAKAR YAZARLARA KAPI AÇTI

Kabaklı’nın Türk Edebiyatı Dergisi’ni çıkararak o günlerde yazı yazacak dergi ve gazete bulamayan muhafazakarlara kapı açtığını da belirten Kocakaplan, “O, partici bir tarzla yaklaşmazdı. Onu herkes dinlerdi.” dedi. Panel sonunda bir konser veren yeğeni Esat Kabaklı, Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü bağlamasıyla söyledikten sonra Ahmet Kabaklı’dan öğrendiği “Yeşil Yaprak Arasında Kırmızı Gül Goncası” adlı türküyü seslendirdi. Kabaklı, Merhum Kabaklı’nın yeğeni olmaktan gurur duyduğunu belirterek, “Yıllardır onun soy ismini taşımaya layık olmaya çalışıyoruz” dedi. Programda kaligraf Kerem Taydaş, bir ilki gerçekleştirerek kaligrafi sanatıyla Ahmet Kabaklı’nın tipografik resmini yaptı. 

Araştırmacı yazar Semih Çelik’in moderatörlüğünü yaptığı program sonunda Bağcılar Belediye Başkan Vekili Mehmet Şirin, konuk konuşmacılar ile Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Servet Kabaklı’ya teşekkür plaketi verdi.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Nedim Şener kulis bilgisini verdi! Yargıtay DEM Parti için harekete geçti
26 imza birden, petrol Türkiye'ye akacak! Terör örgütü PKK'ya kötü haber