Gülerce, Paralel Yapı soruşturmasında tanık

Eski Zaman yazarı Hüseyin Gülerce, Paralel Yapı'ya yönelik başlatılan soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifade verdi.

GİRİŞ 23.10.2014 18:28 GÜNCELLEME 23.10.2014 19:12
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Fuzuli Aydoğdu'ya yaklaşık 2 saat ifade veren Hüseyin Gülerce adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Bilgime başvurulmak üzere tanık olarak davet edildim" diyen Gülerce, Herkesin bildiği paralel yapıyla ilgili soruşturma kapsamında özellikle de Beyaz TV'de son 4-5 programda yaptığım konuşmalarla ilgili sorular soruldu.

Bence en önemli soru, son attığım bir tweet var orada diyorum ki; '7 Şubat savaş ilanıydı 25 Aralık topyekün saldırıydı bunu önlemeye çalıştım ama Turfa müneccim yaftası yapıştırıldı. Çok bilmiş çekirge tarafından' diye onu bazı internet siteleri de oraya çektiler maalesef. Sanki ben 25 Aralık'ın yapılacağını biliyormuşum da bunu önlemeye çalışmışım gibi halbuki cümlenin başında 7 Şubat savaş ilanıydı diyorum yani 7 Şubat'tan beri ben cemaatle hükümet arasındaki savaşı önlemeye çalıştım. 25 Aralık'ı nereden bilebilirim ben. Mesele bir gazetecinin 25 Aralık'ı önleme gücü olacak da nasıl önlemeye çalışacak" diye konuştu. 

"25 ARALIK'I BİLİP DE, ÖNLEMEYEN DE NAMERTTİR"

Gülerce, "Savcıya Twitter'da belli harf sayısıyla tweet atıldığını cümle baştan okunursa böyle bir anlam çıkarılamayacağını bunun zorlama bir şey olduğunu söyledim. Ben bunları gördüğüm üzüldüğüm için durdurmaya çalıştım yoksa 25 Aralık'ı bilip de önlemeyen de namerttir" ifadesini kullandı. 

"BAŞBAKAN'A YÖNELİK BİR HAREKET"

Basın mensuplarının İfadede neler sorudu sorusuna ise Gülerce, 7 Şubat 2012'deki MİT kriziyle ilgili de soru sorulduğunu ifade ederek, "Baştan itibaren 7 Şubat'la başladı. 'Sizin Zaman gazetesindeki bu çizgi farklılığınız ne zaman başladı' diye soruldu ben de 7 Şubat'a kadar hiçbir ciddi problemim yoktu ertesi gün 8 Şubat'ta Zaman Gazetesi MİT ifadesiyle ilgili şu başlığı attı; 'Savcılar bugüne kadar haklı çıktı' Ben de savcı beye dedim 'Söz meclisten dışarı savcılar her zaman haklı çıkmaz'  O da 'evet' dedi 'yüzde 60 reddediliyor' dedi. Nasıl oluyor da bir iddia makamı için bir gazete savcılar hep haklı çıktı diyor. Bunu ben niye eleştirdiğimi de anlattım Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda anlattım bir sıkıntı doğuyor ne diyorsunuz diye. Dedim ki savcıların her zaman haklı çıktığını neden yazdık. İkincisi böyle yapınca yargıda arkadaşımız yoktu savcıya sahip çıkmış oluyorsunuz ama en önemlisi bu hükümete karşı bir savaş ilanıdır çünkü MİT müsteşarı Sayın Erdoğan'ın Başbakanken yaptığı bir tayindir ve kendisi için çok önemli bir makam. Kaldı ki Sayın Erdoğan bir televizyon kanalında MİT müsteşarı Hakan Fidan'ı çağırmak kendisinin çağrıldığı anlamına geldiğini söyledikten sonra 'Gelin beni alın' dedi. Şimdi bunu idrak edemeyecek bir gazeteci editör var mı? Bu doğrudan MİT üzerinden müsteşarı ve personeli üzerinden Başbakana yönelik bir hareket" dedi. 

"BENİM KOPTUĞUM AN 25 ARALIK"

Gülerce sözlerine şöyle devam etti: "Bir sivil toplum kuruluşu bunu neden sahiplenir benim sarsıntı geçirdiğim yer. Bendeki kırılmayı sordu ben sırayla dedim ki 7 Şubat'taki MİT krizindeki tavır. İki Gezi olaylarındaki hiç görülmeyen uslüp yanlışlığı, Erdoğan'ı eleştirmenin ötesinde hakaret etme noktası benim için kırılma noktasıydı. Zaman'da hakaret olmaz hem de seçilmiş Başbakan'a hakaret yapılıyor. Üçüncüsü 17-25 Aralık dördüncüsü de yerel seçimler ama benim koptuğum an 25 Aralık"

Gülerce konuşmasının ardından aracına binerek adliyeden ayrıldı.

KAYNAK: DHA
YORUMLAR 4
  • Abdürrahim Çokgüngör 9 yıl önce Şikayet Et
    Gülerce yiğitlik gösteriyor, diğerleri ektiğini biçiyor. Kişi gayri meşruluk karşısında 3 vazifeden birini seçer. Müdahale etmek veya sözle karşı çıkmak ya da kalben takbih etmek. Hüseyin Gülerce yiğitçe bir duruşla darbe-i hükümet teşebbüsüne karşı durmuş. Bu güzel bir tutumdu. Şahsi kanaatim bu duruş onu ibra eder. Değerlendirmelerine gelirsek, dini veya sosyal bir hizmet grubunun siyasete müdahalesi, hele ki bu dış müdahaleye alet olma izlenimi veriyorsa çok tehlikelidir. Suçlama ihanete kadar varır. Zira meşru yollarla seçilen bir iktidara karşı 1. yabancı şer güçler 2. içiride Kürt sorununu kaşıyan derin mihraklarla işbirliği yapıyorsunuz. Bu fitnedir. Kaldı ki, o paralel yapının bitmez tükenmez bir hırsla bu fitne tutumunu ısrarla sürdürüp 17-25 Aralık darbesine kadar işi götürebiliyor. Manevi tahribatı ise safi zihinleri idlal için saymıyorum. Netice: Kendileri ettiler kendileri buluyorlar. Hiçbir suç cezasız kalmaz. Ve affedilmemeli
    Cevapla
  • HalitBinVelit 9 yıl önce Şikayet Et
    Bunun artık lami cimi yok! ..önce gezi parkı sonra 17 ve 25 aralık Hükümete karşı resmen darbe girişimidir...... .......Bir baş örtüsü yüzünden ak partiye kapatma davası açılan bu ülkede önce Gezi parkı sonra 17 - 25 aralık darbesine Dava açmayanda darbeci ve suça iştirak etmiş sayılır.
    Cevapla
  • Keçi KEÇİ 9 yıl önce Şikayet Et
    BİR ZAMANLARIN 'HÜSEYİN ABİ'Sİ. Şimdilerin Tu Kaka Hüseyin'... (Malum cephe açısından).
    Cevapla
  • nur dülger 9 yıl önce Şikayet Et
    paralel yapının marifetleri. onlardan kurtulmak tahmin edildiğinden çok daha fazla zaman alacak. hükümetin özellike cumhurbaşkanının dikkatini şu konuya çekmek istiyorum! özellikle paralel yapının yönetimde güçlü hastanelerde doktorlar o yönetim tarafından ağır bir baskı altında tutuluyor. hastalara keyfi muamelelerde bulunuyor.özellikle Suriyeli hastalara her türlü zorluk çıkarılıyor .buna itiraz eden personele sesini duyurma ,hastaya yardımcı olma şansı tanınmıyor .bu konu çok önemli hükümet yargı polis derken bu tarafı çok ihmal ediyor .
    Cevapla
DİĞER HABERLER
AK Parti'den İsrail'in alçak paylaşımına sert tepki: Katliam şebekesini rahatsız ediyor
Şırnaklı damatla Ukraynalı gelinin düğününde servet takıldı