Mersin'de deprem! En son deprem son dakika haber

Mersin Körfezi'nde 5.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Son dakika son depremler haber7.com'da

Mersin'de deprem! En son deprem son dakika haber
Mersin'de deprem! En son deprem son dakika haber
GİRİŞ 30.07.2015 09:06 GÜNCELLEME 30.07.2015 09:06

Mersin Körfezi'nde 5.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem çevre illerde de hissedildi.

Sarsıntı Adana, Hatay, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Gaziantep'ten de hissedildi.

Depremin hissedildiği kentlerde ilk belirlemelere göre olumsuz bir durum yaşanmadığı bildirildi.

Akdeniz'deki deprem vatandaşı sokağa döktü!

Mersin Körfezi'nde  5 büyüklüdünde deprem oldu. Deprem sonrası büyük panik yaşandı. Vatandaşlar gece yarısı evlerinden dışarı çıktı.

Denizin 18.1 kilometre altında meydana gelen deprem Mersin, Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Gaziantep'ten de hissedildi. Depremde can ve mal kaybı olmazken, panik ve korku yaşandı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem- Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi'nin verilerine göre, saat 01.00'de merkez üssü Akdeniz olan 5.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Denizin 18.1 kilometre altında meydana gelen deprem Mersin, Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Gaziantep'ten de hissedildi. Gün boyu da değişik zamanlarda yine Akdeniz bölgesinde 10'u aşkın aletsel büyüklüğü 2.8'i bulan artçı depremler meydana geldi.

Depremde can ve mal kaybı olmazken, panik ve korku yaşandı. Özellikle depremin şiddetli hissedildiği Mersin ve Adana'da vatandaşlar sokağa döküldü. Uzun süre sokakta bekleyen vatandaşlar geç saatlerde evlerine girdi.

Çanakkkale'de deprem son dakika son depremler

Çanakkkale'de deprem meydana geldi. Çanakkkale'de deprem kaç şiddetinde oldu? Son dakika son depremler haber7.com'da

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 04.26’da merkez üssü Eceabat İlçesi’ne bağlı Kocadere Köyü olan, Richter ölçeğine göre 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. İlk depremin ardından, saat 05.25’te 3.3, saat 05.39’da da 4.8 büyüklüğünde depremler meydana geldi. 
Çanakkale kent merkezinden de hissedilen deprem, paniğe neden oldu. Depremler nedeniyle korku ve panikle vatandaşlar kendilerini sokağa attı. 

Can ve mal kaybının yaşanmadığı deprem nedeniyle Eceabat'ta vatandaşlar sokakta sabahladı.

 

Çanakkale sabaha karşı art arda meydana gelen 3 deprem ile sarsıldı. Depremler, Tekirdağ, Edirne ve Balıkesir'de hissedildi. Vatandaşlar büyük panik ve korku yaşarken uzmanlar çok sayıda artçı depremin olacağı konusunda vatandaşları uyardı.Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde sabah karşı Richter Ölçeğine göre, 4.8, 4.4 ile 3.3 büyüklüğünde 3 deprem meydana geldi. Saat 05.39'daki 4.8 büyüklüğünde depremde vatandaşlar panik halinde kendilerini sokağa attı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, saat 04.26'da merkez üssü Eceabat İlçesi'ne bağlı Kocadere Köyü olan, richter ölçeğine göre 4.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Yerin 11.6 kilometre derinliğinde kaydedilen depremde can ve mal kaybı yaşanmadı.,

İlk depremin ardından saat 05.25'te yine merkez üssü Kocadere Köyü olan 3.3 büyüklüğünde bir deprem daha kaydedildi. Deprem yerin 7 kilometre derinliğinde meydana geldi.

DEPREM VATANDAŞLARI SOKAĞA DÖKTÜ

3,3 büyüklüğündeki depremin ardından saat 05.39'da, 4.8 büyüklüğünde bir deprem daha kaydedildi. Depremler Çanakkale kent merkezinde de yoğun bir şekilde hissedildi. Depremler nedeniyle korku ve panikle vatandaşlar kendilerini sokağa attı. Bazı vatandaşlar kork dolu gözlerle balkonlarda depremin şokunu atlatmaya çalıştı. 4.8 büyüklüğündeki depremin ardından ilk belirlemelere göre can ve mal kaybının yaşanmadığı öğrenildi.

VATANDAŞ SOKAKTA SABAHLADI

Çanakkale'nin Eceabat İlçesi'nde, saat 04.26'da meydana gelen 4.4 büyüklüğünde depremin ardından yine merkez üssü Eceabat olan saat 05. 39'da 4.8 büyüklüğündeki depremden sonra vatandaşlar sokaklarda sabahladı. Yaşanan iki depremin ardından vatandaşlar soluğu Esenler Mahallesi'ndeki Özgürlük Parkı'nda aldı. Parktaki çimlerin üstüne serdikleri yatak ve yorgan ile sabahın ilk ışıklarına kadar bekleyen vatandaşlar büyük korku yaşadı.

ÇADIRDA SABAHLADILAR

Depremden sonra korkudan evlerine giremeyen bazı vatandaşlar da parkta çadır kurdu. 4.8 büyüklüğündeki depremin ardından babası Gökhan Doğan'ın (42) kurduğu küçük çadırda tulum içinde sabahlayan 9 yaşındaki Akın Efe Doğan ise deprem sırasında çok korktuğunu söyledi. Öte yandan Eceabat'ta artçı sarsıntılar devam ediyor.

PROF. DR. ERCAN : ECEABAT KOCADERE'DE KUZEY ANADOLU KIRIĞI KIMILDADI

İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Doğan Perinçek, açıklamalarda bulundu,

İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın açıklaması şöyle; 24 Temmuz 2015 Cuma günü 05.39 'da Eceabad-Kocadere odaklı küçük boyutta bir deprem oluşmuştur. Depemin 02 sularında başlayan 4,4, 3,5 büyüklüklerinde öncüleri vardır. Depremin ilk saat içinde 5 tane 3,2'den küçük artçıları oluşmaktadır. Deprem Kuzey Anadolu kırığının Marmara-Saros bağlantısında 2013 6,3 depreminin ardılı olarak oluşması, Tekirdağ kolunda gerginlik birikiminin bir belirtisi olarak bakılabilir. Deprem odağı 10 ile 11 km arası gevrek granit katmanı içinde beklenen derinlikte olmuştur. Çanakkale içinde kötü yapılmış evlerde çatlak yer yer baca düşmesi oluşturan depremde ilk açıklamalara göre yıkım olmamış, ancak eş uzaklıkta olan İzmir ile Bursa'nın gevşek sulu tortul çökelleri üzerinde yer alan evlerde korkutucu sarsıntılar oluşturmuştur. Bu depremin 2013'de olan Saros depreminin bir artçısı olduğu kanısında değilim. Ancak, gelecek 10 gün içinde 3,5-4,0'a varan büyüklüklerde artçıları olacaktır. Bugünkü depremin İstanbul ile Tekirdağ önündeki Kuzey Anadolu Kuzey kollarında bir deprem oluşturması şaşırtıcı olur. Tekirdağ ile İstanbul kolları kırılmadan önce küçük, orta büyüklükteki depremlerin olması beklenen durumdur. Ne var ki, bu depremin arkasından büyük bir depremin gelip gelmeyeceği geleceği söylenemez. Yazlıkçılar korkmuştur. Ancak yazın tadını çıkarmaya baksınlar. Kısa süre içinde İstanbul kolunun kırılması beklentim içinde değildir. Ne var ki, Tekirdağ ile İstanbul kollarının önceliklerinin değişmesi beni şaşırtmaz."

PROF. DR. PERİNÇEK : BUNDAN SONRA ARTÇI DEPREMLER OLUR

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Doğan Perinçek, sosyal paylaşım sitesi Facebook'tan yaptığı açıklamada, 4.8 büyüklüğündeki depremin ana deprem olduğunu, geri kalanın artçı olduğunu belirterek vatandaşları dikkatli olmaya davet etti.

Çanakkale sabaha karşı arka arkaya 4 sefer sallandı. Saat 04.26'da başlayan 4.4 şiddetindeki depremin ardından 3.3, 4.8 ve 1.6 büyüklüğünde depremler meydana geldi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Doğan Perinçek, sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden Çanakkale'de yaşanan depremi değerlendirdi.

Vatandaşları sokağa döken depremi değerlendiren Prof. Dr. Perinçek, ana depremin 4.8 büyüklüğündeki deprem olduğunu söyledi.

Vatandaşları dikkatli olmaya davet eden Perinçek depremleri şöyle yorumladı: "Eceabat-Kocadere dolayında olan 4,4 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu depremin öncü deprem olarak değerlendiriyorum. Ana deprem 4.8 olup saat 5.39 da gerçekleşti. 3.3 ve 1.6 büyüklüğündeki depremler ise artçı depremler. Bundan sonra çok sayıda artçı deprem olması doğaldır, hazırlıklı olalım. Artçı depremlerin 4.6'dan büyük olması beklenmiyor. Deprem merkezine yakın hasarlı bina varsa yurttaşlarımız bu binalardan uzak dursunlar."

Deprem Nedir, Nasıl Oluşur?

Dünyanın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir yeryüzü modeli bulunmaktadır. Bu modele göre, yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 km.kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır. Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alır.Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2.900 km olan kuşağa Manto adı verilir. Manto'nun altındaki çekirdegin Nikel-Demir karışımından oluştuğu kabul edilmektedir.Yerin, yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı bilinmektedir. Enine deprem dalgalarının yerin çekirdeğinde yayılamadığı olgusundan giderek çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

 
Manto genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe içinde yerel sıvı ortamları bulundurmaktadır.
 
Taşküre'nin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadır.Burada oluşan kuvvetler, özellikle konveksiyon akımları nedeni ile, taş kabuk parçalanmakta ve birçok "Levha"lara bölünmektedir. Üst Manto'da oluşan konveksiyon akımları, radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek ısıya bağlanmaktadır. Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe taşyuvarda gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla levhaların oluşmasına neden olmaktadır. Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır. Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup, birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler.
 
Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve buradan çıkan sıcak magmada okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır. Levhaların birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta, sürtünen levhalardan biri aşağıya Manto'ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını oluşturmaktadır. Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay tatkürenin altında devam edip gitmektedir.
 
İşte yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada olan depremlerin hemen büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında dar kuşaklar üzerinde olusmaktadır.
 
Yukarıda, yerkabuğunu oluşturan "Levha"ların, Astenosferdeki konveksiyon akımları nedeniyle hareket halinde olduklarını ve bu nedenle birbirlerini ittiklerini veya birbirlerinden açıldıklarını ve bu olayların meydana geldiği zonların da deprem bölgelerini oluşturduğunu söylemistik.
 
Birbirlerini iten ya da diğerinin altına giren iki levha arasında, harekete engel olan bir sürtünme kuvveti vardır. Bir levhanın hareket edebilmesi için bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir.
 
İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur. Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir. Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkar.Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır. Bu sırada yeryüzünde, bazen gözle görülebilen, kilometrelerce uzanabilen ve FAY adı verilen arazi kırıkları oluşabilir. Bu kırıklar bazen yeryüzünde gözlenemez, yüzey tabakaları ile gizlenmiş olabilir. Bazen de eski bir depremden oluşmuş ve yeryüzüne kadar çıkmış, ancak zamanla örtülmüş bir fay yeniden oynayabilir.
 
Depremlerinin olusumunun bu sekilde ve "Elastik Geri Sekme Kuramı" adı altında anlatımı 1911 yılında Amerikalı Reid tarafından yapılmıştır ve laboratuvarlarda da denenerek ispatlanmıştır.
 
Bu kurama göre, herhangi bir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi boyunca var olan sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır. Bu olay ani yer değiştirme hareketidir. Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken birim deformasyon enerjisinin açığa çıkması, boşalması, diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır.
 
Aslında kayaların, önceden bir birim yer değiştirme birikimine uğramadan kırılmaları olanaksızdır. Bu birim yer değiştirme hareketlerini, hareketsiz görülen yerkabuğunda, üst mantoda oluşan konveksiyon akımları oluşturmakta, kayalar belirli bir deformasyona kadar dayanıklılık gösterebilmekte ve sonrada kırılmaktadır. İşte bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır. Bu olaydan sonra da kayalardan uzak zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır.
 
Çoğunlukla bu deprem olayı esnasında oluşan faylarda, elastik geri sekmeler (atım), fayın her iki tarafında ve ters yönde oluşmaktadırlar.
 
FAYLAR genellikle hareket yönlerine göre isimlendirilirler. Daha çok yatay hareket sonucu meydana gelen faylara "Doğrultu Atımlı Fay"denir. Fayın oluşturduğu iki ayrı blokun birbirlerine göreli olarak sağa veya sola hareketlerinden de bahsedilebilinir ki bunlar sağ veya sol yönlü doğrultulu atımlı faya bir örnektir.
 
Düşey hareketlerle meydana gelen faylara da "Egim Atımlı Fay"denir. Fayların çoğunda hem yatay, hem de düsey hareket bulunabilir.
 

Deprem Türleri nelerdir?
 

Depremler oluş nedenlerine göre degişik türlerde olabilir. Dünyada olan depremlerin büyük bir bölümü yukarıda anlatılan biçimde oluşmakla birlikte az miktarda da olsa baska doğal nedenlerle de olan deprem türleri bulunmaktadır. Yukarıda anlatılan levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle "TEKTONİK" depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında olusurlar.Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer. Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir. İkinci tip depremler "VOLKANİK" depremlerdir. Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar.Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür depremlerin meydana geldiği bilinmektedir. Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar. Japonya ve İtalya'da olusan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır.
 
Bir başka tip depremler de "ÇÖKÜNTÜ" depremlerdir. Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır fazla zarar getirmezler. Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir.
 
Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara (Tsunami) denir. Deniz depremlerinin çok görüldüğü Japonya'da Tsunami'den 1896 yılında 30.000 kisi ölmüstür.

 

 

 

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Borsa İstanbul'dan tarihi zirve! Rekor üstüne rekor kırıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti ertelendi!