Anadolu'da nazar gerçeği

Anadolu'nun yaygın geleneklerinden nazar olayı bilim adamları tarafından araştırma konusu oldu. Türkiye'nin bir çok ilinde nazar değdiğine inanılan insanlar değişik yöntemlerle tedavi ediliyor.

Anadolu'da nazar gerçeği
Anadolu'da nazar gerçeği
GİRİŞ 08.06.2005 00:02 GÜNCELLEME 08.06.2005 00:02
Davut Uçar'ın haberi

Araştırmaya göre, üzerinde en küçük bir rahatsızlık gören kişi, kendine nazar değdiğini düşünerek, üstündeki nazarı farklı metodlarla gidermeye çalışıyor. Nazarın zararını uzaklaştırmak için bir çok tedavi yöntemi kullanılıyor; bunların başında da kurşun dökme geliyor. Uzmanlar, nazarın bir nevi hastalık olduğunu, tedavisininde batıl inançlar doğrultusunda yapılmasının doğru olmadığını vurguluyor.

Bütün toplumlarda olduğu gibi Türk toplumunda da batıl inanış ve davranışların geçerliliğini koruduğunu söyleyen Psikolog Hayrettin Şahin, "Üzerindeki nazarın kurşun döktürerek ya da değişik tedavi yöntemleriyle uzaklaştığını söyleyenler, esasında doğru söylüyor. Fakat bu fayda uyguladıkları yöntemlerden kaynaklanmıyor. İnsanlar bu uygulamaları yaparken, iyileşecekleri inancıyla yaptıkları için kendilerini iyi hissediyor. Buna psikolojide 'plasabo etkisi' denir. Birçok durumda beyin kendi kendini tamir edebilir. Plasabo etkisini hastalık hastası dediğimiz vakalarda daha çok görürüz. İlk önce etkili bir telkinden sonra kişiye bir asprin versek bile hasta ağrılarından kurtulur. Aslında yapılan iş iyileşme inancıyla bu uygulamalarlardan onay almaktan başka birşey değil. Yoksa bugüne kadar kurşun döktürme, üzerlik koklatma, tuzu ateşe atmayla rahatlayan bir hasta görülmediği gibi, bilim alanında böyle bir çalışmada yapılmadı. Psikolojik rahatsızlığı bulunan bir kimsenin başvuracağı kişiler bellidir. Bu kişilerle kurulacak irtibatla tedavi yöntemleri yapılabilir.' diye konuştu.

Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Behiye Köksel'in, Gaziantep çevresi ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinde yaptığı derlemelerde, üzerinde nazar olduğuna inanan insanların yanlış tedavi yöntemleri uyguladığı ortaya çıktı. Köksel yaptığı araştırmalarda, bir tas içindeki kurşunun ateşte eritildikten sonra nazar değdiğine inanılan kişinin başının üzerinde çevrilmesiyle yapıldığını, bu şekilde kurşun döktürenin, psikolojik olarak kendilerini rahat hissettikleğini belirtti.

'NAZAR DEĞMESİ BİLİMLER OLARAK İSPATLANMIŞTIR'

İslam'da nazarın olduğunu söyleyen Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Bedir, "Cenab-ı Hak da Resulullahı nazardan korumuştur. Bu hususta Kalem Suresinin (Nerede ise, kâfirler seni gözleri ile yıkacaklardı) mealindeki 51. âyet inmiştir. Kur'an'dan sonra ikinci kaynak olan hadislerde de nazarın hak olduğu ifade edilmiştir. İnsanlar arasında ise, bunun binlerce şahidi mevcuttur. Aydınlanma felsefesinden sonra, pozitif ve rasyonel bakış güç kazanmış ve metafiziğe kapalılık materyalizmle doruğa ulaşınca bu türden olaylara safsata nazarıyla bakılmaya çalışılmıştır. Halbuki bugün bilimsel olarak nazar değmesi ispatlanmıştır.' şeklinde konuştu.

Nazar değmesinin bir nevi hastalık olduğunu hatırlatan Bedir, hastalıkların maddî olduğu kadar manevî sebeplerinin de olduğu bildirdi. Bedir, "Bu konuda Hz. Peygamber 'Göz değmesi (nazar) gerçektir.' buyurarak böylece hastalığın manevî bir sebebine işaret etmiştir. Onun için günümüzde hastalar tedavi edilmeye çalışılırken bu durum mutlaka göz önüne alınarak tedavi edilmeli. İnsanın Allah'a bağlılığı, gerçek şifayı yalnızca O'nun vereceğine olan güveni, ruh sağlığının yanında moralinin de yerinde oluşu maddî manevî her türlü hastalıkların tedavisinde çok önemlidir." ifadesinde bulundu.

Allah'ın irade ve izninin dışında hiçbir kimsenin diğerine bir şey yapmaya kadir olmadığına işaret eden Bedir, çok fazla kuşkucu ve vesveseli olmamak kaydı ile bir kısım tedbirlerin alınmasında fayda olduğunu ifade etti. Gösterişten ve nazarı ilişecek konumlardan uzak durmak gerektiğini dile getiren Bedir, "Diğer taraftan, nazarın yönünü çevirmek için çocukların üzerine mavi boncuk ya da nazarı yüzden başka yöne çekecek bir kısım takılar takılmasında fayda mülahaza edilmiştir. Bunlar bizzat, nazardan korumak için değil, gelen nazarı yıldırım savarlar gibi kendine çekmesi içindir. Bir bağa ya da bir bostana dikilen dikkat çekici şeyler de bu niyetle takılmaktadır. Yoksa bostanı bunlar korumak için değildir." ifadesini kullandı.

'NAZAR DEĞEN İNSAN, ÖNCELİKLE KUR'AN OKUMALI VE ALLAH'A DAHA YAKIN OLMALIDIR'

Genelde kendisinde bulunan nimetlerle o nimetin kendilerinde olmayan insanların arasına böbürlenerek, gururlanarak ve korumasız olarak çıkıldığında nazar değdiğini belirten Bedir, "Sahih hadis kitaplarında bu nevi tedavide daha ziyade Fatiha, İhlas, Felak ve Nas sûreleriyle bazı duaların okunduğu rivayet edilmektedir. Anadolu'da nazar değdiğine inanan insanlar bir kısım batıl inançlarla kendilerini tedavi etmeye çalışıyor. Bu tamamen yanlıştır. Bir yerde kurşun dökme, bir başka yerde tuz ateşe atılarak nazarın uzaklaştığı düşünülüyor. Nazar değen insan, öncelikle Kur'an okumalı ve Allah'a daha yakın olmalıdır." şeklinde konuştu.

Gaziantep Müftüsü İsmail Canbolat da, kendisine nazar değdiğini düşünen insanların yanlış yollarla nazarı uzaklaştırmaya çalıştığını belirterek, "Kurşun dökerek, üzerlik koklayarak nazarı uzaklaştırmak isteyen şahıslar, tamamen psikolojik olarak kendilerini rahat hissediyor. Dinimizde nazar var, ama nazarı uzaklaştırmak kurşun dökme, üzerlik koklamayla olmaz. Nazar duaları var. Onları okumak lazım. Batıl şeylerle uğraşmamak gerekiyor.' dedi.

Üzerinde nazar olduğunu düşünerek bir kaç kez akrabaları tarafından kurşun dökülen Hasan Erdem, büyüklerinden bu tedavi yöntemini gördügü için kurşun döktürdüğünü dile getirdi. Tavsiyede bulunan büyüklerini kırmamak için kurşun döktürdüğünü ifade eden Erdem, "Aslında ben bu yöntemle tedavi olacağıma inanmıyordum. Büyüklerimi kırmamak için razı oldum. Çevremde bu yöntemle nazarın uzaklaştığına inanan insanlar var. Üzerlerindeki nazarın bu şekilde uzaklaştığını düşünüyorlar. Aslında rahatsızlıkları birkaç gün sonra geçiyor. Onlarda kurşun döktükleri için üzerlerindeki nazarın uzaklaştığını zannediyor.' diye konuştu.

KURŞUN NASIL DÖKÜLÜYOR?

GAZÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd Doç.Dr. Behiye Köksel karşılaştığı kurşun dökme olayını şöyle anlattı: "Üzerinde nazar olduğu tespit edilen şahıs, müsait bir yere oturtularak, başının üzerine bir parça bez örtülüyor. Kurşun bu şekilde iken başının üzerinde çevriliyor. Kimi zaman kurşunla beraber üzerlik tabir edilen bir bitki okunup koklatılıyor. Bu durumda okunup çevrilen üzerlik daha sonra ateşe atılıyor. Nazar değen kişi başta olmak üzere, yakınları ve ev halkı ateşe atılan üzerliğin tütsüsünden istifade ediyor. Hiç birşey bulunmazsa, baş üzerinde tuz çevrilerek nazara uğrayan kişiden nazarın çıkarılmasına çalışılıyor. Bu durumda da tuz ateşe atılıyor. Burada dikkati çeken konu şu; nazara karşı uygulanan nesne ne olursa olsun, muhakkak ateşe atılmakta, bu durumda ateşin halk arasında 'pis nefes' olarak da adlandırılan nazar unsurunu yok ettiğine inanılıyor."

Ateşe tapınanların, ateşten yaratılmış İblisle özdeşleştirilmesinin Anadolu'da İslamın yerleşip güçlenmesiyle ilgili olduğuna dikkat çeken Köksal, "Tabii bunun temelinde eski Türk kültüründe mevcut ateş kültünün etkisi var. Ateş kültünün yaşayan etkisini en çok, Gaziantep'te bulunmamakla birlikte, Doğu Anadolu'da ve bugün müslüman pek çok Türk ülkesinde nevruz bayramı münasebetiyle yakılan nevruz ateşi ile ilgili geleneksel uygulamalarda görmekteyiz. Kurşun dökme adeti şamanizm geleneklerindendir. Şamanistlerde buna 'kut kuyma' (kut dökme) denir. Kut, talih anlamındadır. Şamanlıkta kötü ruhlardan birinin çaldığı kut'u geri getirmek için yapılan sihri bir ayindir. Anadolu'daki kurşun dökme pratiği de nazar denilen kötü nefesin defedilmesi için yapılmaktadır.' diye konuştu

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Alman polisinden Filistin destekçilerine insanlık dışı müdahale!
İki sektörde akıl almaz rakamlar! Devleti soymuşlar, maliye peşlerine düştü