'28 Şubat'ın darbeci medyası panikte!'

28 Şubat davası soruşturulurken savcılığın ve TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonun tanık olarak dinlediği gazeteci Aslan Değirmenci konuştu:

'28 Şubat'ın darbeci medyası panikte!'
'28 Şubat'ın darbeci medyası panikte!'
GİRİŞ 09.10.2015 12:52 GÜNCELLEME 09.10.2015 12:52
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

MALUM MEDYA NEDEN PANİKLEDİ?

Soruşturma aşamasında savcılığın talebi üzerine kitapları ve gazetelerde yayımladığı belgeleri teslim ederek davanın derinleşmesine katkı sağlayan Değirmenci, “Bugün panik içerisinde terör örgütlerinin PR çalışmasını yaparak, milli iradeyi hedef alanlar dün de 28 Şubatçıların PR çalışmasını yapıyor, karargahlarda yatıp kalkıyorlardı. Bugün kaos istiyorlar çünkü karşılarında diz çökecek bir siyasi anlayış yok. Panik içerisinde geçmişle yüzleşilmesini engellemek, suçlarının sümen altı edilmesi için mevcut hükümetten kurtulmak istiyorlar. Çünkü benim gördüğüm belgeleri onlar yaşadı ve yaşattı. Bugüne kadar “yeterli delil yok” diyen yargı, bugün ulaştığı belgelerle hesap soracak güce erişti, bağımsızlaştı” diye konuştu.

NORMALLEŞME SONLARI OLACAK!

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28 Şubat davasında, eski başbakanlar Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz'ın gelecek duruşmaya katılması hususunda çağrı kağıdı çıkartılmasına karar vermesini, “Yargı nihayet normalleşiyor. 17 Aralık sonrası yargıda yapılan operasyonlar sonuç vermeye başladı. Son duruşmada mahkeme heyetinin kararlı duruşu gösterdi ki bundan sonraki yargı süreci çok daha farklı ve kararlı ilerleyecek. Mahkemenin ve TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonun ilk dinlediği tanık gazeteci olarak bunu iddia ediyorum ve ilerlediği takdirde darbenin hem dış hem de iç etkenlerinin bütün çıplaklığıyla deşifre edileceğini belirtiyorum” dedi.

YÜZLEŞMEDEN KORKUYORLAR

Özellikle medya ayağına yönelik devam eden soruşturmanın çok ileri boyutlara ulaşacağını düşündüğünü ifade eden Değirmenci, “Bugün panik içerisinde terör örgütlerinin PR çalışmasını yaparak, milli iradeyi hedef alanlar dün de 28 Şubatçıların PR çalışmasını yapıyor, karargahlarda yatıp kalkıyorlardı. Bugün kaos istiyorlar çünkü karşılarında diz çökecek bir siyasi anlayış yok. Panik içerisinde geçmişle yüzleşilmesini engellemek, suçlarının sümen altı edilmesi için mevcut hükümetten kurtulmak istiyorlar” şeklinde konuştu.

DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE GÖREVLİLER

“Özellikle karargah ile medya ilişkisini ortaya koyan belgelerden kaçış yok” diyen Aslan Değirmenci, “Dönemin Psikolojik Harekat Dairesinin hazırladığı raporlar mahkeme heyetinin elinde. O raporlarda darbeye zemin hazırlamak için medya ile kurulan ilişkiler, haber yaptırılan muhabirler, masa başı hazırlanan haberlerle karartılan hayatlar var. Karargahta yatıp kalkan gazetecilerin isimleri bile darbecilerin kendi hazırladıkları raporlarda var. Bugün o gazetecilerin büyük bir bölümü Türkiye’deki değişim ve dönüşüme karşı çıkıyor, iyi olan ne varsa hedef alıyorlar. Kendilerine dün verilen görevleri bugün de yerine getirmenin telaşı içerisindeler” dedi.

ERBAKAN'I İSTEMEYENLER ERDOĞAN'I DA İSTEMİYOR

Gazeteci- Yazar Aslan Değirmenci, 28 Şubat sürecinde 6 milyon kişiyi fişleyen Batı Çalışma Grubu’nun finansörlerinin faiz lobicileri olduğunu da söyledi. Aynı lobinin Gezi olaylarında da aktif rol aldığını vurgulayan Değirmenci, “Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı istemeyenler dün Milli Görüşün lideri rahmetli Erbakan’ı da istemiyorlardı. Dün yaşananların aynısını Cumhuriyet mitinglerinde, Gezi olaylarında, 17/25 Aralık operasyonlarında yeniden yaşadık. Post-modern darbede açık ya da örtülü imzası olanlarla küresel destekçileri 10 yıldır hükümeti alaşağı etmek için ellerinden gelen her yöntemi denediler. İttifak halinde tüm değerlerimizi hedef aldılar, tüm karanlık senaryoları sahneye koydular. Fakat başaramadılar. Başaramayınca terör kartına sarıldılar" diye konuştu.

ÇÖZÜM REÇETESİ

"Statüko ve vesayetin yeniden tesisini hedefleyen yapılar halen faaliyetlerine devam etmektedirler" diyen Değirmenci, "Bu çerçevede bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler antidemokratik yapılara ve bunların eylemlerine karşı sivil siyasetin ve milli iradenin yanında yer alarak ortak akıl ve bilinçle mücadeleye devam etmelidir. Hukuk çerçevesinde kalarak, Türkiye'ye karşı tuzak kuranlarla yargı önünde hesaplaşıldığı takdirde bu sorunları artık konuşmayız. Herkes için adalet kavramını dikkate alarak özgür ve sivil bir anayasa yapılabilinirse de bir daha bu süreçleri anmayız” dedi.

KAYNAK: MİLAT
YORUMLAR 1
  • vatandaş 8 yıl önce Şikayet Et
    hesap vermeden ayrımak yok
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Tahkim Kurulu'ndan Fenerbahçe'nin Süper Kupa cezasına indirim
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kudüs'ü savunmak insanlığı savunmaktır