Çiller'e göre dinler nasıl birleşecek

Özer Uçuran Çiller, saf sevgiye ulaştığı ve tüm dinlerin birleşeceği noktayı bulduğu iddiasında. Çiller, tezlerini içeren kitabını, faydası olur diye Tayyip Erdoğan ve eşine de göndermiş.

Çiller'e göre dinler nasıl birleşecek
Çiller'e göre dinler nasıl birleşecek
GİRİŞ 17.11.2005 07:30 GÜNCELLEME 17.11.2005 07:30

İlgilendiğim bu alan siyasetle beraber gidebilirdi ve çok da faydalı olurdu. Yaşantımız çok farklı olurdu. İnsan hayatın akışına kendini kaptırıyor. Kitabımı da zaten belki faydası olur diye hem Tayyip Bey’e hem de eşine gönderdim. Hepimizin gideceğiz yer belli...”


 


Özer Çiller, sekiz yıl mineraller, vitaminler, enzimler, aminoasitler ve şifalı otlar üzerine araştırma yapmış. Beyin için gingo biloba, hücreler için selenyum antioksidanlarını kullanıyor. 7-8 vitamin alıyor. Bunların içinde yağları eriten, kanseri önleyenler var. 6 ayda bir de kan tahlili yaptırıyor. “Ölümden kaçış yok, amaç kaliteli yaşamak” diyor Çiller.


 


Söyleşi: Nihal Yazan


Özer Çiller, İkinci Bayezid, Yavuz Selim ve Kanuni Süleyman devirlerinin meşhur şeyhülislamı Zembilli Ali Efendi'nin 12. göbekten torunu. Zembilli, Osmanlı hukukunun kurucularından kabul ediliyor.

Kanuni’yi tahta çıkarken gösteren minyatürde ise padişahın yanında Zembilli Ali Efendi ve Sadrazam Piri Mehmet Paşa duruyor. Sadrazam da Özer Çiller’in 11. göbekten büyük amcası.


Hem bunu hem de yine yakın zamanda medyaya yansıyan bir önceki hayatında Rus Çarı olup olmadığı konusunu bir de bizlere açıklamasını isteyeceğiz.


'DİNLER YARATAN'I TAM TANIMLAMIYOR'


Elinde broşürler ve adımıza imzaladığı kitabıyla geliyor Özer Çiller, “olumlu düşünme” felsefesi ile ilgilenmeye 1980’lerin başında edindiği İngilizce bir kitapla başlamış. Ama politik yaşamın o hay huyu içinde konuyu derinlemesine inceleme fırsatı bulamamış. Ne zaman ki siyaset bitmiş birden bire ezoterizme merak sarmış. Aslında “Yaratan”ı (Özer Çiller, evrensel bir kelime olduğu için Yaratan’ı kullanıyor. Allah ve Tanrı’yı ise dinlerin tercih ettiğini söylüyor.) tanımlama çabalarının hemen her çocuk gibi küçüklüğünden beri var olduğunu söylüyor Özer Çiller.

Özer Çiller’e göre, dinler Yaratan’ı tam tanımlayamıyor. Beynimizin sadece yüzde 4’ünü kullanan bizler için tanımlamak zaten imkansız. Akılla da ulaşılamıyor. Yaratan’ı görmek ya da hissedebilmek için yüzde yüz galaktik insan olmak gerekiyor. Aslında Yaratan’ı her zaman hissediyoruz; çünkü her şey dönüp dolaşıp enerjiye oradan da atoma geliyor. Yaratan da her atomun içinde var... Düşünce de bir enerji ve insan düşünce ile atomları hareket ettirebiliyor. Bütün bu araştırmalar Özer Çiller’in, insanın ne kadar muhteşem bir makina olduğunu görmesine ve Yaratan’a daha yakınlaşmasına neden olmuş.


Ancak Özer Bey’in ezoterizme yani gizli ilimlere olan merakının kitap yazma boyutuna gelmesi biraz Tansu Hanım’ı endişelendirmiş: “Böyle bir kitabı yazıp yazmama safhasındayken Tansu Hanım bana devamlı ‘aman bu işlere girme, bilimsel olarak kanıtlanmamış, ezoterik bilgilere girersen gülünç olursun. Bunların mutlaka bir klinik ortamda kanıtlanması lazım’ dedi'


TANSU ÇİLLER: NİHAYET SAF SEVGİYİ BULDUN


'Bunu ben de kabul ediyorum. Çünkü ezoterizm denince mucizeler, gizli sırlar öğretisi, kehanetler geliyor. Ama bilimsel bulgular gösterdi ki düşünce maddeye hükmediyor. Yani düşünce ile bir tabağı oynatmak, çatalı bıçağı eğebilmek hatta havada durmak mümkün. Bu fotoğraflandı. Laboratuvar ortamında düşüncenin maddeye komut vermesinin bilimsel olarak kanıtlanmasıyla ezoterizm yeni bir boyut kazandı. Bu olunca Tansu Hanım, sen bu kitabı yazabilirsin, dedi. Bugün bütün aile araştırmalarımı kabul ediyor; faydalarını da görüyorlar. Ama Tansu Hanım’ın söylediği en önemli şey, nihayet saf sevgiyi buldun, diyor. Şimdi karıncaya bile sevgi doluyum.”

TÜM DİNLER BİRLEŞECEK!


Özer Çiller’e göre, New Age olarak adlandırılan 21. yüzyılda bütün gizli sırlar ortaya çıkacak. Ezoterizm bir patlama yaşayacak ve tüm dinler birleşecek. Mu, Atlantis ve Mısır medeniyetlerinin yok olması ile beraber çöküş devresini yaşayan ezoterizm, Akvaryus çağında çıkış yapacak. Amerikan ve Avrupa imparatorlukları zaten var yakında bir de Asya imparatorluğu kurulacak; sonra bu üç imparatorluk birleşecek ve dünyada tek ülke, tek lider, tek para ve tek din olacak.


Özetle, 2035’ten sonra ortalık durulacak ve holistik yaklaşıma doğru bir yönelme olacak. Özer Çiller’e bütün bunlara inanıp inanmadığını
soruyoruz: “İnanıyorum demiyorum ama ezoterik kitaplar bunu söylüyor. İnanmam için Tansu Hanım’ın söylediği gibi klinik ortamda bunların
bilimsel olarak kanıtlanması lazım. Ancak ihtimali üzerinde duruyorum. Olabilir çünkü; eğer düşünce maddeye hükmediyorsa...  Tabii bugün bu kadar karmaşa varken nasıl olabileceğini hafsalası almıyor insanın....
Tek Allah varsa, niye tek din yok diye insan soruyor? Demek ki tek din olsa bu kültürler kavgası olmayacak.”

Özer Uçuran Çiller’e Vatikan’ın New Age doktrinini tehlikeli bulduğunu; bir kült olarak tanımladığını hatırlatıyorum ama o bir New Ager olarak buna itiraz ediyor ve şu soruyla cevap veriyor: “Acaba Vatikan, Yeniçağ ile birlikte işinin biteceğinden mi korkuyor?”


Özer Bey, ezoterizm’de saf sevgiyi buldu...

Özer Çiller’in en çok üzerinde durduğu kelimelerden biri de “sevgi”. Dinlerin üç bin yıldır sevgi ve hoşgörüyü kullandığını neden şimdi keşfedilmiş gibi gösterildiğini soracak oluyorum ama üç kutsal kitabı baştan sona hiç okumasa da şu cevabı veriyor: “Bir bakıyorsunuz Tevrat’ta Hz. Musa bir İbrani’ye eziyet eden Mısırlı bir askeri öldürüyor. Hz. İsa’nın filmlerini görüyoruz; göğe çıkmak istemiyor; niye baba bunları bana yapıyorsun diyor. Korkuyor. Sevgi olsa canını verir. Bizim dinimizde de din savaşları var. Ben kitabımda Yaratan’ı bir dine dayanmadan anlatıyorum. Çoğu kitapta bunu bulamazsınız.”


YARATAN'A 7 PENCERE İLE ULAŞMA SİSTEMİ


Özer Çiller kitabında yer alan ilginç bölümlerden biri de Yaratan’a 7 pencere sentezi ile ulaşılabileceğini anlatması... Çiller, Yaratan’a ancak sürdürülebilir mutluluk yakalandığı zaman ulaşılabileceğini söylüyor....


Çiller’in müfredat programına mutlaka girmeli dediği beş ihtiyaç hiyerarşisi şöyle: Fizyolojik, güvence, sevgi, başarı ve başarının ötesinde verilen uğraştan zevk alma ihtiyacı. Ancak Özer Çiller, 20. yüzyılın maddi değerlerine ağırlık veren bir anlayış olduğu için sürdürülebilir mutluluğun bu formülle yakalanamadığını söylüyor.


Çiller’in yedi pencere sentezi daha çok manevi değerler üzerine kurulu ve üç temel taşı var: Farkındalık, yalnızlık ve holistik dürüstlük: “Farkındalık, bilgelik demek. Yaşamın amacı nedir, biz kimiz, neden buradayız, bu kader mi, yazgı mı, nereye gidiyoruz, bunların farkında olacaksınız. Akıntıya kapılıp giden kuru yapraklar gibi değil. Sonra, çok tenkit ediyorlar ama, yalnızlık benim sentezime göre çok önemli. Çünkü bizde bir sahiplenme duygusu var. Aileyi, partiyi sahipleniriz; bu sonunda bağımlılık getirir. Sevgiyi ve hoşgörüyü yakalayamazsınız. Yalnızlık şu demek; 6 milyar insan var. Bu, 6 milyar dünya var demektir. Siz bir hiçsiniz. Aynanın karşısına geçip çırılçıplak durun, Yaratan’a, ben hiçbir şey değilim ama bütün çıplaklığıma rağmen iki ayağımın üzerinde durup mutlu olacağım, deyin. Yalnızlık, sizi hür sevgiye götürecek bir yol. Karşınızdakilerin de ne kadar yalnız olduğunu hissedeceksiniz. Holistik dürüstlük de hem iç ve dış dünyanıza hem de bedeninize dürüst olmak demek. Yiyeceklerinize dikkat edeceksiniz, aklınıza dürüst olacaksınız, hırsızlık yapmayacak, yalan söylemeyeceksiniz ve ruhunuza da dürüst olacaksınız. Yoksa insanlar dış dünyalarında öyle bir tiyatro oynuyorlar ki dünyanın en mükemmel insanı zannediyorsunuz.”

Bu üç temel taşın üzerine de ana temel olarak kişiliği koyuyor Özer Çiller. Artık çıplak olmanıza rağmen iki ayağınızın üzerinde durabiliyorsunuz ve sevgiye hoşgörüye açıksınız. Sizi strese götüren korkulardan da arındınız. Çünkü yedi pencere sisteminde korkular minimuma iniyor. Temeli kurduktan sonra artık huzur duyuyorsunuz. Huzur; dengeli olabilmek, olumlu düşünmek demek. Çünkü denge, Yaratan’ın en büyük kurallarından biri. Pencere açıldı. Artık Yaratan’a çok yakınsınız; ölümden korkmuyor, ruhsal dünya var diye düşünmeye başlıyorsunuz.


'CENNET VE CEHENNEM BU DÜNYADA DEĞİL'


Özer Çiller, cennet ve cehennemin bu dünyada olmadığını düşünüyor: “Öbür tarafta belki bir ruhsal temizleme var. Eğer berraksanız devam
ediyorsunuz... 7 kat diyorlar... Tabii benim mühendis kafam var. İnanmam için laboratuvar ortamında kanıtlanması lazım. Bunlar ruhsal dünyada olan olaylar. Fakat sizi alıp götürüyor. Ama ben hala bunun bir talebesiyim. Ben, yedi pencerenin kişilik temelini oluşturmaya çalışıyorum kendi içimde. Ama son bir senedir kişilik olarak kendi iç dünyamda bir tekamül olduğunu görüyorum. Artık sevgiyi daha ön plana çıkartan bir anlayışım var. Ama dış dünyamda insanlar bunu görüyor mu bilmiyorum.”

Akıl ve ruh sağlığının yanında Özer Çiller’in dikkat ettiği bir şey daha var; o da beden sağlığı... Holistik tıbbın konvanisyonel tıbbı tamamladığını söylüyor. Holistik bütünlük, akıl ve ruhla; paradigmal bütünlük ise ego, akıl ve ruhsal kişilikle ilgili. Paradigmal bütünlüğü yakalamak için egoyu sıfırlamak gerekiyor. Çiller’e göre ego, hiçbir zaman sıfır olmaz ama sıfırlamaya gayret edilmesi lazım. Çünkü ego, hem bedensel hem de psikolojik olarak bir sürü tahribata neden oluyor.


Not: Bu söyleşi VIP dergisinin son sayısından  (sayı 14) kısaltılarak alınmış ve özel izinle yayınlanmıştır... Büyük harflerle yazılan ara başlıklar uzun olan metnin, internet ortamında daha kolay okunurluğunu sağlamak için haber7 ekibince eklenmiştir...


VIP Dergisine www.vipdiplomat.com adresinden ulaşabilirsiniz...

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
IMF'den Türkiye açıklaması
Türk askeri pratiğine Baykar damgası: Kısa sürede büyük etki