7 yaşında örgüt üyesi yaptılar!

Narin Korkmaz, İzmir’de çoğunluğu askerlerin oluşturduğu 357 sanıklı ’Gizli bilgi ve belge bulundurma’ davasında örgüt yöneticisi olduğu iddiasıyla müebbet hapis istemiyle yargılanıp cezaevinde 786 gün tutuklu kaldı.

Askerlerle yakın dostlukları olan ve davanın ek klasörlerine arkadaşlarıyla çektirdiği fotoğrafları kendisine casusluk suçlaması yapılmasına neden oldu. Kendisi ise dava boyunca renkli hayatı nedeniyle davaya monte edilip davanın gündemde tutulduğunu belirtti. Tahliye sonrası tutuksuz yargılandığı davada da, babasına ait evde arama yapan polislerden birinin dosyada suç teşkil eden siyah poşet içerisindeki dijitalleri ve fişleme belgelerini eve koyduğuna dair görüntü ortaya çıktı. Görüntüler sonrası ise Korkmaz evin üst katına siyah poşetle çıkan 57. saniyede görülen polis hakkında şikayetçi oldu.

Polisler 3 gündür sorguda

Bir süre sonrada o polisler hakkında önce yasadışı dinleme iddiasıyla ardından da kumpas kurdukları gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. 3 gündür İzmir Adliyesi’nde ifade veren şüpheliler hakkında bugün karar çıkması beklenirken, Narin Korkmaz , bu polisler hakkında verilecek kararı adliye önünde bekledi. Korkmaz, “Kör babama tutanak imzalatıp beni içeri attılar. Fişlemelerin olduğunu iddia ettikleri dijitallerin oluşturulma tarihi 1997 olmasına rağmen benim askerlerden gizli belge alıp örgüte kazandırdığım, örgütünde bunlarla fişlemeler yaptığını iddia ettiler. 63 subayı da bana bağlı gösterdiler. Unuttukları bir şey vardı. Ben o dönemde 7 yaşındaydım.  Hayatımı kararttılar” dedi. 

 ‘Siyah poşet bulunmuş arama bitmiş’

İlk olarak Şüpheli polislerin tutuklanmasını beklediğini belirten Korkmaz, ardından yargılandığı davada beraat etmek istediğini söyledi. Korkmaz, şöyle konuştu: “Dava boyunca poşetteki parmak izleri talebimize rağmen araştırılmadı. Denizli’de öğrenci olarak bulunduğum o gün babamın İzmir’deki evini aradılar. Mutfak dolabının üstünde davada delil olan siyah bir poşet bulundu. O eve 5 aydır hiç gitmeme rağmen üzerinde toz bile olmayan poşeti bana ait olduğu iddiasıyla dosyaya koydular. Zaten o poşetin ‘bulunmasıyla’ da aramalar sona erdirilmiş. Ardından babama da kör olduğu halde tutanağı imzalatmışlar. Sizce de bu yaşananlar garip değil mi? Gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. 50 yaşındaki komutanların 20 yaşındaki bir kızın emrinde olduğu iddiası inandırıcı değil.” 

Müfettişler, suçlamaları kabul etmedi

İZMİR merkezli 18 ilde paralel yapılanmaya yönelik operasyonda tutuklanması istenen 36 şüphelinin mahkemedeki ifade verme işlemleri sürüyor. Şüpheliler arasında yer alan mülkiye müfettişlerinin, casusluk soruşturması sırasında kendilerine gönderilen kanıt niteliğindeki 160 belge için ’Gizli değil, casuslukla ilgileri yoktur’ tespitinde bulunduklarını söylediği belirtildi. Müfettişlerin ayrıca, kullandıkları ’e-belge’ sistemini 60 bin kişinin kullandığını ve kimin ne zaman buraya girdiğinin saptanabileceğini söylediği de belirtildi. İzmir Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) soruşturmasında 1.5 yıllık hazırlık döneminden sonra salı günü 18 ilde operasyon düzenlenmiş, aralarında merkez valisi ve Mülkiye Başmüfettişlerinin de olduğu, 49 kişi gözaltına alınmış, 13’ü polis ve savcılık sorgusundan sonra bırakılmıştı. Bir nonu sanığı Fethullah Gülen olan soruşturmada, 8 şüpheli hakkında yakalama kararı bulunuyor. Tutuklanma istemiyle mahkemeye gönderilen 36 şüphelinin sorgusu cuma günü 16.30’da başladı. 357 casusluk davasın sanığının yargılandığı salonda dün öğleye kadar 27 kişi sorgulandı. Görüntülü kayıt sistemin çalışmaması ve suçlamaların çokluğu yüzünden ifadelerin uzun sürdüğü öğrenildi. İzmir eski Emniyet Müdür Ali Bilkay, müdür yardımcısı M. Ali Şevik’in ’yönetici’ oldukları belirtilen fezlekede, casusluk davası sanıklarının 17 ay usulsüz dinleme yaptığı ileri sürüldü.