Usta spikerler kelime hatalarından rahatsız

Radyo ve televizyon yayınlarında spikerlerin Türkçeyi yanlış kullanmalarının, insanları da etkilediği belirtilerek, özellikle yeterli altyapı ve donatımdan yoksun genç spikerlerin kelimeleri doğru telaffuz etmelerinin önemi vurgulandı.

Usta spikerler kelime hatalarından rahatsız
Usta spikerler kelime hatalarından rahatsız
GİRİŞ 01.01.2012 12:56 GÜNCELLEME 01.01.2012 12:56
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Eski TRT spikeri ve eğitmen Dr. Attila Sarıkayalı, spikerlerin Türkçe kullanımıyla ilgili olarak AA muhabirine yaptığı açıklamada, televizyonların dil üzerindeki etkisine dikkati çekti. Sarıkayalı, 1990 yılından bu yana kurulan bütün özel televizyonlarda Türkçe'nin doğru kullanılmadığını ifade etti.

Kendisinin spikerlikte çok eski olduğunu belirten Sarıkayalı, spikerlik eğitimini çok iyi almasına, Arapça ve Farsça'yı çok iyi bilen aile büyüklerinin yanında yetişmesine rağmen, zaman zaman tereddüt ettiği kelimelerin olduğunu, bu durumda tereddüt ettiği sözcükleri kullanmadığını kaydetti.

''Birkaç kişinin dışında kimseye spiker diyemem. Spiker diyebilmem için eğitimli ve donanımlı olmalılar'' diyen Sarıkayalı, şunları söyledi:

''Bir haber spikerine bir şey sorduğun zaman her konuda cevap veren insan olması lazım. O kadar da okuyacak ve kültürlü olacak. Diksiyon, güzel konuşma sanatıdır. Günümüzde o kadar çok hatalı kullanılan kelime var ki bunlar, adına spiker dediğimiz kişilerin kullandığı sözcükler.''

Sarıkayalı, spikerlik eğitimi verdiği öğrencilerini zaman zaman televizyon kanallarından takip ettiğini, yanlışlarını gördüğünde telefon ederek, hatalarını söylediğini anlattı.

Attila Sarıkayalı, şunları kaydetti:

''Türkiye'de fonetik enstitülerinin kurulması mutlaka gündeme getirilmelidir. Utançla şunu söylüyorum; fonetik çalışması konusunda Almanya'nın başkenti Berlin'deki Marburg Üniversitesi Dil Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ulrike Janssen'le çalıştım. Nerede bizim hocalarımız? İşte o zaman Türkçe bugünkü berbat durumuna gelir. İnsanlar birbirleriyle anlaşamaz hale gelir.''

-Spikerlerin hatalı kullandığı sözcükler-

Sarıkayalı, spikerlerin hata yaptığı kelimelerden bazılarını şöyle sıraladı:

''Bazı spikerler resmi geçit kelimesini söylerken 'resmi' sözcüğündeki 'i' harfini uzatarak telaffuz ediyor. Bu tamamen resmi geçittir. Arapça bir tamlamadır ve geçit töreni anlamına gelmektedir. Bilgisizliğin boyutları o kadar büyüdü ki bunu bu şekilde okuyorlar. Spikerlerin yanlış söylediği kelimelerden biri de 'rakım'dır. Rakım derken, 'a' harfi uzatılarak söylenmelidir ve bir yerin deniz seviyesinden yüksekliği demektir. Hatalı söylenilen bir diğer kelime de 'vaka' sözcüğüdür. Vaka diye bir şey yoktur, doğru olan vak'adır ve 'ikinci a' uzatılmadan söylenmelidir. Arapça bir kelimedir ve böyle söylenmelidir.

Yanlış kullanılan başka bir sözcük ise 'perakende'dir. Doğru telaffuz şekli ise perakende kelimesindeki 'a' harfinin uzatılarak söylenmesidir. Ama spikerler bunu 'parakende' veya a'yı kısa söyleyerek perakende biçiminde yanlış okuyorlar. Spikerlerin hatalı söylediği başka bir kelime de 'azami' sözcüğüdür. Doğru olan, bu kelimedeki 'birinci a' ve 'i' harfinin uzatılarak söylenmesidir. Bunlar, adına spiker dediğimiz kişiler tarafından yanlış söylenilen ve çok tekrarlanan kelimelerden bazılarıdır. Spikerler, tonlamaya, vurguya, seslerin ve hecelerin yerinden çıkmasına dikkat etmeliler. Spikerlerin bu şekilde yanlış kullandıkları sözcükler, halkımız arasında süratle yaygınlaşıyor ve yanlışlar çığ gibi büyüyor.''

-''Eskiden yapılan hatalar affedilmezdi''-

Eski TRT spikeri ve eğitmen Orhan Ertanhan da eskiden bir Türkçe kelimeyi yanlış telaffuz ettiklerinde, affedilmediğini belirterek, ''Ustalarımız tarafından ayıplanırdık. Usta gazeteciler ve meslek büyüklerinden oluşan amirlerimiz tarafından da ciddi biçimde uyarılırdık, hatta cezalar alırdık'' dedi.

Eskiden insanların çok dikkatli olduğunu ifade eden Ertanhan, tek kanal döneminde herkesin kendilerini seyrettiğini, bu nedenle hata yapmamak için aşırı çaba gösterip araştırma yaptıklarını ve kelimenin köküne inerek, doğru telaffuzlarını bulmaya çalıştıklarını söyledi.

Ertanhan, spikerlerin örnek olmaları gerektiğini belirterek, insanların bir kelimenin doğru söylenişini spikerlerden öğreneceğini, spikerlerin hatalı bir şey yaptıklarında milyonlarca insana yanlış mesaj vereceklerine dikkati çekti. Ertanhan, insanların dil konusunda kaynak olarak başvurabileceği yerin, radyo mikrofonları ve televizyon ekranları olması gerektiğini ifade etti.

Spikerlerin Türkçe'yi çok iyi kullanan, dile hakim, yabancı kelimeleri ve Osmanlıca'yı bilen kişiler olmaları gerektiğini belirten Ertanhan, bu donanıma sahip olmayanların kendisini ekranda göstermesini yüzme bilmeden denize atlamaya benzetti.

Usta spikerlerin hata yapmadığına değinen Ertanhan, şöyle konuştu:

''Usta spikerlerin bu hataları yapmamaları için altyapıları, eğitimleri, tecrübeleri ve yeterli donanımları var. Hatayı genç spikerler yapıyor. Onlara şunu tavsiye ediyorum; mümkün olduğunca bilmedikleri 'eski Türkçe' tabir edilen doğu kökenli kelimelerden kaçınmaları lazım. Türk Dil Kurumu tarafından karşılıkları bulunmuş ve dilimize yerleşmiş olan güncel sözcükleri bulup onları kullanmaları gerek. Bu meslekte kimse kimseyi kandıramaz. Mutlaka bir bilen vardır ve o bilen tarafından da ayıplanırsınız. Kendinizi komik duruma düşürürsünüz.''

Ertanhan, başarılı bulduğu birkaç spikerin olduğuna dikkati çekerek, bu başarının sadece ekranda iyi haber okumakla değil, Türkçe'ye hakim, hatasız bir Türkçe ve doğru vurgu ve tonlamalarla mümkün olacağını belirterek, hiç başarılı olmayan spikerlerin de bulunduğunu dile getirdi.

Türkçe'nin mihenk taşı denilen ''İstanbul Türkçesi''ni çok az sayıdaki sanatçı ve meslek büyüğü usta spiker kullandığını belirten Ertanhan, ''Onlar da gittikten sonra maalesef Türkçe için daha acı günler yaşayacağız'' dedi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 1
  • Fikret KÖKALP 12 yıl önce Şikayet Et
    SADECE O KADAR MI?. Güzel Türkçemizi bozmak için büyük bir çaba harcıyoruz. İki örnek de ben vereyim. İlki "adına" kelimesidir. Benim bildiğim temsil anlamına gelmesine rağmen cümle içinde olur olmaz her yerde kullanılmaktadır. Futbol adına, korner adına, ekonomik kalkınma adına gibi daha bir çok örnek gösterilebilir. Bir diğer kelime ise "eş" kelimesidir. Eş kelimesi, aynı cins, aynı boy, aynı renk, aynı işte kullanılan iki şey birbirlerinin eşidir. Şimdi ise karı kocanın her birisine eq deniyor. Bu tarif sözlüğe de girmiq. Eş kelimesi ne kadını, ne erkeği ifade etmemektedir. Eskiden ayal veya refika denilince kadın akla gelirdi. T.Dil Kurumu eş kelimesinin yerine kadını ifade eden bir kelime üretebilir. Lütfen dilimizi kısırlaştırmaktan vaz geçelim.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Borsa İstanbul'dan tarihi zirve! Rekor üstüne rekor kırıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kudüs'ü savunmak insanlığı savunmaktır