Karasal Sayısal yayıncılık neler getirecek?

Kanal 7 ve Ülke TV Planlama ve Teknik Daire Başkanı Muzaffer Şafak, Karasal Sayısal yayıncılıkla beraber nelerin değişeceğine dair bir yazı kaleme aldı.

Karasal Sayısal yayıncılık neler getirecek?
Karasal Sayısal yayıncılık neler getirecek?
GİRİŞ 02.10.2013 15:21 GÜNCELLEME 02.10.2013 15:49

Kanal 7 ve Ülke TV Planlama ve Teknik Daire Başkanı Muzaffer Şafak'ın yazısı

TU kararları kapsamında, altyapı hizmetlerinde, uçtan uca çözüm, multipleks işletmeciliği ve rekabetin sağlanması konuları, iç içe geçmiş teknikteki yakınsamaya benzer bir durum oluşturmaktadır. Her konu önemlidir ve her birinin tek tek ele alınması gerekmektedir. İlk bakışta bu hizmetlerin yerine getirilmesi için rekabetin olumlu işlevinden bahsetmek zor görülmektedir. Ancak, Anten A.Ş. ortaklarının ulusal kanallardan oluşması bu endişeyi azaltmaktadır.

Baştan beri, altyapı hizmetleri ve multipleks işletmeciliğinin tek çatı altında toplanmasının faydaları konuşuldu, uygulamanın bu şekilde olmasının kaynak kullanımında optimum faydayı sağlayacağını düşünüyoruz. Şehirlerdeki çanak anten kirliliğinin ortadan kaldırılması için Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Bey'in açıklamış olduğu düzenleme ile ilgili kararı, çevre, görünüm, estetik ve kay- nak kullanımı nedeniyle önemsiyor ve çözüme olumlu katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Benzer kararların AB üyesi ülkelerde de olduğunu ve uygulamaların bu şekilde yapıldığını biliyoruz. 2015 yılından itibaren, tüm binalarda ortak uydu ve karasal antenlerin tekleştirilmesi ve düşük maliyetlerle tekniğe uygun şekilde dairelere iletilmesi mümkün olacaktır. Yeni yapılarda proje aşamasında, eski yapılarda ise bu işi yapan kurumsal firmalarla çalışılması, ortak anten sistemlerinde kullanılan malzeme ve işçilikten kaynaklanabilecek sorunları en aza indirecektir. Karasal Sayısal yayınların alt yapısının kurulması ve işletilmesi bilindiği gibi Anten A.Ş. tarafından yapılacak. Ayrıca TV kuruluşlarının deneyimli ve uzman personellerinin bu yapıda yer alması nedeniyle teknik sorunlarla karşılaşılacağını düşünmüyoruz. Gelinen noktada zamanın iyi kullanıldığını söylemek zor, ancak proje ve saha çalışmaları ile diğer testlerin bitirilmesini de azımsamamak gerekiyor. 2015 yılında tüm analog yayınların kapatılacağı düşünüldüğünde, daha yapılacak çok işin olduğu açıktır. Bu ne- denle sürenin daraldığını düşünüyoruz. Eldeki imkanlara ve bazı belirsizlikler olmasına rağmen süre kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Ayrıca, yüzlerce emisyon noktası, saha testleri, gerekli izinler ve benzeri çalışma- ların yapılması, bunlara ilave olarak ithal süreçleri ve en önemlisi set üstü kutularının temini konularının çok net olmaması da 2015 yılındaki switch-off süresini öteleyecektir. Temennimiz, tüm süreçlerin zamanında tamam- lanması ve DVB-T2 yayınlarının başlamasıdır. Ancak henüz cevap bulamayan sorular da vardır.

Bina içi alışın her yerde nasıl mümkün olacağı, set üstü kutuların fiyatı ve tanıtımının nasıl ve ne şekilde yapılacağı , %85 oranını zorlayan uydu penetrasyonu, yüksek yatırım ve işletme maliyetlerinin nasıl karşılanacağı ve devletin bu sisteme yapacağı sübvansiyonlar cevap bekleyen sorular olarak karşımızda durmaktadır. Geçiş sürecinde, bilindiği şekliyle, sıralama ihalesinde en yüksek bedeli ödeyen kuruluşlardan başlamak kaydıyla bölge ve illerdeki emisyon noktalarında RTÜK tarafından belirlenen sayıda kuruluşun analog yayınlarına 2015 yılına kadar müsaade edileceği ve boşalan frekanslardan da DVB-T2 yayınların başlatılacağı bildirilmiştir. İzleyicilerin 2015 yılında geçişin tamamlanmasının ardından az da olsa teknik sorunlarla karşılaşması muhtemeldir. Bunların neler olduğunu testlerde ve yayının başlaması ile görmemiz mümkün olacaktır. Örnek olarak, paralel yayınların başlayacağı tarihte, 2013 yılı Aralık ayında, İstanbul'da izleyiciler karasal yayında izledikleri bazı ulusal kanalları set üstü kutularını henüz almadıkları için izleyemeyecektir. Bu durum yayına geçilen her yerleşim yerinde aynı olacaktır. Bu süreçte izleyicilerin yayında olmayan kanalları izlemek için tercihlerini set üstü kutular yerine uydu alıcıları ile yapmaları halinde ise bu durum karasal sayısal yayın- lar için büyük handikap oluştura- caktır. Bu olumsuzluğu giderme- nin tek yolu ise set üstü kutularının uydu alıcıları ile fiyat rekabetinin sağlanması, karasal sayısal yayın tanıtımlarının yapılması ve set üstü kutularının piyasaya arzının ivedilikle ve gerektiği şekilde olmasıdır. Bu süreçlerdeki aksaklık ve eksikliklerin uydu penetrasyonunu daha da arttıracağı bilinmelidir. Frekans ihalelerine olan ilgi ve talebin bu denli yüksek oluşunu anlamak gerçekten zor…


Henüz altyapısı tamamlanmamış bir yayın sisteminin yanı sıra, uydu pe- netrasyonunun 85%'in üzerine çıktığı bir ülkede böylesine yüksek bedellerin ödenmesini anlamak zor olmaktadır. Ancak kanallar ara- sı prestij ve sıralamada önde olma düşüncesi ve kaygısının bu sonuca yol açtığını gördük. İhale bedellerinin bazı TV kanalları dışındaki kanalları zorlayacağı, ayrıca reklam alma konusunda sıkıntı yaşayan bölgesel ve yerel kanallar için de aynı sonuca yol açacağı görülmek- tedir. Karasal sayısal yayıncılık, mevcut frekans karmaşasına ve büyük şehir- lerdeki bazı emisyonlardaki frekans tekrarının yarattığı enterferansa çözüm olacaktır. Ancak yayınmecraları diğer ülke örneklerinde olduğu gibi bir diğerinin alternatifi olmamaktadır. Bir mecranın yaygınlaşmasındaki temel kıstaslar, taşınan içeriklerin çeşitliliği ve zenginliği, yayın tekniği, ulaşabilirlik, alıcı cihazların kalitesi, fiyatı, taşınan kanal sayısı ve alış yön- temi olarak ifade edilebilir. Ülkemizde, başlayacak olan karasal sayısal yayın bunlara cevap verdiği ölçüde başarılı olacaktır. Uydu ile karasal sayısal yayınlar arasında mukayese yapmak kolay olmasa da genel hatları ile karasal sayısal yayıncılığa televizyon yayınları açısından baktığımızda, HD yayın sayısının çokluğu, aylık abone bedelinin olmayışı, TV üstü antenlerle alışın yapılabilmesi ve bunun sonucu olarak anten kirliliğinin bitecek olması öne çıkıyor.

Olumsuzluk olarak da taşınan kanal sayısının azlığından bahsedilebilir. Uydu yayınlarında ise, HD ve çok sayıda SD standartta TV yayının yapılabildiği TV kanal iletiminin daha çok sayıda olduğunu, SD uydu alıcı fiyatlarının her geçen gün ucuzladığını ancak anten kirliliğinin olumsuzluk oluşturduğunu söyleyebiliriz. Özet olarak, karasal sayısal yayın, set üstü kutu fiyatlarının, uydu alıcı cihazlarından düşük fiyatlı olması ve indoor alışın yeterli seviyede olması durumunda izleyiciye cazip gelebilir. Ancak karasal sayısal yayında taşınan kanal sa- yısının sınırlı olması da şimdilik bir olumsuzluk gibi durmaktadır. Karasal yayınların başlamasının uydu platform işletmecileri ile IPTV platformlarına ilk bakışta olumsuzluk yaratmayacağını düşünüyoruz. Bu platformlar, içerikleri ve taşıdıkları kanal sayısı olarak karasal yayından iletilecek olandan çok fazlasını platformlarında taşımaktadırlar. Bu nedenle platformların etkileneceğini düşünmüyoruz. Ancak karasal yayınları izlemek için set üstü kutularına ödenecek bedelden başka aylık abonmanlık gideri olmayacağı için, izleyici kanal sayısını yeterli bulduğunda tercihini karasal yayından yana kullanabilir. TV yayıncılığında teknolojinin hızla geliş- mesi ve buna bağlı olarak seçeneklerin artması mecraların çeşitlenmesini sağlamış ve izleyicileri tercihlerini kolay yapabilir hale getirmiştir. Bu nedenle kaliteli yayın tekniği ile talep edilen içeriğin en hesaplı şekilde izleyiciye iletilmesi o mecrayı başarılı yapacaktır.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Hollanda Başbakanı ortak basın toplantısı düzenledi
26 imza birden, petrol Türkiye'ye akacak! Terör örgütü PKK'ya kötü haber