TSK'ya atılan iftiranın anatomisini doğru okumak! İşte asıl hedefleri

Aydınlık yazarı Gaffar Yakınca ve Hürriyet yazarı Rauf Tamer TSK'nın kimyasal silah kullandığı iftirasının altında yatan sinsi plana, bunun içimizdeki hainlerle sunuluşuna ve uzun vadedeki Türkiye karşıtı planlara dikkat çektiler.

TSK'ya atılan iftiranın anatomisini doğru okumak! İşte asıl hedefleri
TSK'ya atılan iftiranın anatomisini doğru okumak! İşte asıl hedefleri
GİRİŞ 21.10.2022 20:55 GÜNCELLEME 21.10.2022 21:22
Bu Habere 89 Yorum Yapılmış

Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın PKK yandaşı kanalda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kimyasal silah kullandığı yönündeki iftirası sonrası HDP'den tam destek gelmiş CHP ise soru önergesiyle iftirayı Meclis gündemine taşıyacaklarına dair açıklama yaparak çok daha ileri gitti.

YAKINCA: İFTİRANIN SEBEBİNİ DUYUNCA “YUH ARTIK” DEDİĞİNİZİ DUYAR GİBİYİM

"Kimyasal şebeke" başlığıyla konuyu köşesinde irdeleyen Gaffar Yakınca iftiranın anatomisini çıkartarak "Kimyasal yalanının maksadı, sadece terör operasyonlarının durdurulması değil, Türkiye’nin savaş suçlusu ilan edilmesi ve ülkemize uluslararası müdahalenin yolunun açılması. Duyunca “yuh artık” dediğinizi duyar gibiyim ama, maalesef açık açık ilan ettikleri hedefleri bu." ifadelerini kullandı.

İşte Gaffar Yakınca'nın o yazısı; 

Şu kimyasal silah iftirasının anatomisini iyi okumak lazım.

Türk ordusu eskiden de sınır ötesi operasyon yapardı ama, Gladyo’nun FETÖ’nün her yere sızdığı zamanlardı. Teröristler her zaman tedbirlerini almış olur, deyim yerinde ise “dağı taşı bombalar” geri dönerdik.

Ancak özellikle son dört beş yıldır işler hayli değişti. Yaptığımız her sınır ötesi operasyonda terörün beli kırılıyor. DAEŞ’i bitirdik, Amerika’nın milyarlarca Dolar yatırarak kurduğu YPG/PKK terör devleti ise yıkılmak üzere.

ÜLKE TV'de Gaffar Yakınca'nın Şebnem Fincancı'ya eleştirileri;

Kimyasal yalanının piyasaya sürülmesinin sebebi de bu. Arkasına Batılı devletleri almış olan PKK terörü, canını kurtarabilmek için böyle bir iftiraya başvuruyor.

TSK'NIN ENVANTERİNDE BU SİLAHLARDAN BİR TANE BİLE BULUNMUYOR!

Türkiye, kimyasal silahlar konusunda dünyadaki en temiz ülke. 1974’te biyolojik ve 1997’de kimyasal silahların önlenmesine dair sözleşmelere imza atan Türkiye’de bu tip silahların üretilmesi, depolanması, sevk edilmesi ve kullanılması yasak. Türk ordusunun envanterinde bu silahlardan bir tane bile bulunmuyor!

Cihat Yaycı aşama aşama anlattı! ABD'nin NATO'nun 5. maddesi eliyle Türkiye'yi işgal planıCihat Yaycı aşama aşama anlattı! ABD'nin NATO'nun 5. maddesi eliyle Türkiye'yi işgal planı

2018’DEN BERİ BENZER İFTİRALAR

Ancak PKK ve onun Batılı destekçileri, ortada hiçbir somut delil yokken özellikle 2018’den beri Türkiye’ye böylesi bir iftira atıyorlar. Kimyasal yalanının maksadı, sadece terör operasyonlarının durdurulması değil, Türkiye’nin savaş suçlusu ilan edilmesi ve ülkemize uluslararası müdahalenin yolunun açılması. Duyunca “yuh artık” dediğinizi duyar gibiyim ama, maalesef açık açık ilan ettikleri hedefleri bu.

HDP'liler, TSK'ya iftira atan TTB Başkanı Fincancı'ya sahip çıktı!HDP'liler, TSK'ya iftira atan TTB Başkanı Fincancı'ya sahip çıktı!

Tabipler Birliği, TSK'yı kimyasal silah ile suçladı! Tepkiler çığ gibiTabipler Birliği, TSK'yı kimyasal silah ile suçladı! Tepkiler çığ gibi

TSK hakkında akla ziyan iddia! CHP'li Sezgin Tanrıkulu kendinden bekleneni yaptıTSK hakkında akla ziyan iddia! CHP'li Sezgin Tanrıkulu kendinden bekleneni yaptı

PKK, CHP, PKK/HDP, HDP/TİP ve Türk Tabipler Birliği arasındaki ortaklığı da bu şekilde değerlendirmek lazım.

2018’den beri kimyasal silah diye çamaşır suyu şişelerinden başka bir şey gösteremeyen PKK’nın imdadına TTB’nin başkanı Şebnem Korur Fincancı yetişti. Sözde doktorları temsil eden Fincancı, titreyen bir PKK’lının görüntüsüne bakarak “Türk ordusu kimyasal silah kullanmıştır” dedi.

Güya doktor olan bu şahıs, tıp tarihine geçecek bir rezalete imza attı. Bir doktor düşünün ki sadece loş bir görüntüye bakarak teşhis koysun, teşhis koymakla kalmasın o kişide var olduğunu söylediği semptomun kaynağını da bilsin! Üstelik görüntünün kaynağı bir terör örgütü iken!

Görüntünün kurgu olmadığını nereden anlıyorsunuz?

Diyelim ki sadece doktor değil, aynı zamanda film uzmanısınız, kurgu olmadığını anladınız. Titreme sebebinin kimyasal madde olduğunu nereden anlıyorsunuz?

Diyelim ki sadece doktor değil, aynı zamanda müneccimsiniz. Kimyasal madde olduğunu anlayabiliyorsunuz. O maddenin kimyasal silah olduğunu nasıl biliyorsunuz?

Diyelim ki müneccimden de öte, müneccimbaşının burun ifrazatısınız, onu da bildiniz. Peki silahın TSK’nın silahı olduğunu nereden biliyorsunuz?

Fincancı, baştan ayağa deli saçması bir senaryo ile terör tetikçiliğine soyunuyor. Mesleğini yemin altında icra eden hiçbir doktor böylesi büyük bir etik ihlale kalkışmaz. Normal koşullarda Fincancı’nın meslekten ihraç edilmesi gerekirdi. Ama gelin görün ki ülkemizde onu ihraç etmesi gereken kurumun başında yine kendisi var! Dahası, sözde doktorları temsil eden o kurum PKK’nın bir aparatı haline gelmiş durumda!

Fincancı, PKK’nın aradığı türde uydurma bir delili, kendi şahitliği ile sağlamış oluyor. Nitekim terörist Selahattin Demirtaş hemen konunun üstüne atladı ve “uluslararası araştırma” talep etti.

HDP Genel Merkezi de “kimyasal silah suçtur” diyerek soruşturma çağrısı yaptı.

CHP’li Sezgin Tanrıkulu ise “görüntüleri izledim, meclise soru önergesi vereceğim” diyerek olayı köpürteceğinin haberini verdi.

Şimdi şu iki önemli detayı daha ekleyerek tabloyu tamamlayalım:

Birkaç gün önce PKK/HPD’nin yavru örgütü TİP’in başkanı Erkan Baş, Erdoğan’ı kast ederek “katil” demişti.

İkincisi, dün, İzmirli CHP’lilerin desteği ile meclise girmiş olan PKK/HDP’li Serpil Pekgözü, yine Erdoğan’a hitaben “Saddam’dan bir farkınız kalmadı, sonunuz da öyle olacak” diye tehdit savurdu. Biliyorsunuz Saddam, kitle imha silahları bulundurduğu yalanı ile devrilmiş, ülkesi işgal edilmiş ve kendisi idam edilmişti.

Görüyorsunuz ya, Türkiye’ye yönelik operasyon nasıl da organize bir şebekenin işi. Halide Edip, Kurtuluş Savaşını anlattığı kitabına “Türk’ün ateşle imtihanı” adını vermişti. Doğrusu şu sıralarda da benzeri bir ateş çemberinin içinden geçiyoruz. Tıpkı o yıllarda olduğu gibi, içimizdeki hainlerle baş etmek mi daha zor yoksa düşmanla mı, kestirmek güç.

Hürriyet yazarı Rauf Tamer'in de içimizdeki hainlerle iftiraların dezenformasyonla yayıldığına dikkat çektiği "Akıntıya kürek" başlıklı yazısı şu şekilde;

Daha büyük yalan söyleyin, daha büyük, daha büyük... diye diye, sonunda rekor kırdılar ve dediler ki: Türkiye kimyasal silah kullanıyor.

İsterlerse bundan da büyük bir yalan bulup onu da söylesinler... Kalleşliğin sınırı yok.

Ama nafiledir.

PKK terörünün kökü kazınana kadar... Mehmetçiği durduramazlar.

Bunlar hep Amerikan kökenli ya da Amerikan yapımı yalanlar.

20 yıl evvel Saddam sahiden kimyasal bir güce sahip olsaydı, Amerikan Askeri Irak’a yanaşabilir miydi acaba?

Keza... Bugün TSK, sahiden kimyasal silah kullanıyor olsa, Kandil’de tek sinek bile yaşayabilir mi acaba?

Bu işlerde Amerika pek mahirdir.

Siciline bakın.

Nagazaki’yi ve Hiroşima’yı hatırlayın.

Sivilleri öldürüyor diye İHA’larla başlayan yalan, şimdi seri yalan’a dönmüş, kimyasal’a kadar uzanmıştır.

Ümitsiz vakalar böyledir.

Son çare olarak büyük iftiralara sığınır. Ve katalizör olarak da çoğu zaman içimizdekileri kullanır.

Ne yaparsa yapsın.

Çaresi yok.

Deniz bitmiştir.

“Dünyada en çok dezenformasyona uğrayan ve muhatap olan ülke, Türkiye imiş”.

Yabancı üniversitelerden birinin raporu böyle.

Doğrudur.

Türkiye’dir.

Çünkü... Diğer ülkelere kıyasla haini çokçadır.

Ama...

Mühim değil.

Vatanseveri o kadar çoktur ki, haini devede kulak.

Not:

Amerika görmüş insan bambaşka.

3 günde ufku açılıyor.

4’üncü gün vizyon sahibi.

Bu sebeple, yurda dönüşü de muhteşem oluyor.

 

Ramazan Yıldız Haber7.com - Haber Şefi
Haber 7 - Ramazan Yıldız

Editör Hakkında

1981 yılında Isparta'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Afyonkarahisar'da, lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde, yüksek lisansını Bahçeşehir Üniversitesi'nde tamamladı. Üniversitenin ardından bir süre özel sektörde araştırmacı, daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) farklı iştiraklerinde İngilizce öğretmeni, sosyolog ve idareci olarak çalıştı. İnternet haberciliğine ilk adımını 2015 yılında Türk Medya’da attı. 2020’de Haber7’de gece editörlüğüne başladı. Halen Haber7.com’da haber şefi olarak görev yapmaktadır.
YORUMLAR 89
  • Osman hamdi 1 yıl önce Şikayet Et
    hiç bir ülke Türkiyeye saldıramaz bu bilinen dünyanın sonu olur. yeni bir dünya kurulur başınada biz geçeriz.
    Cevapla
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Hainleri ayıklamak için güçlü bi istihbarat çalışması yapılmalı.
    Cevapla
  • vatandaş 1 yıl önce Şikayet Et
    Tabipler odası gibi fikirleri olanlar chp gibi fikri olanlar hdp ip gibi fikir olanlar Başka Türkiye Yok Beğenmiyorsanız Değişime müdahale etme yetkinizde gücünüzde olmadığına göre Ya Sevecek Sesinizi keseceksimiz Yada sizi Beğenenlerin yanına iltica edeceksiniz kısa ve öz bu Zorlamayın Sonunuz hiç iyi görünmüyor kaybettiğinizde savunuculuğunu yaptığınız abd size vize bir vermez bir daha düşünün
    Cevapla
  • Türk 1 yıl önce Şikayet Et
    Bunların Ülkenin STK larının başına geçirilmelerinin sebebi bu... Ülkenin kılcal damarlarını kesip bizi bitirmeye çalışmak maksatları..
    Cevapla
  • Zeynal 1 yıl önce Şikayet Et
    Hain ayıklamak biz Türklerindir için istavrit kılçığı ayıklamak gibidir.hayini ne ırkı ne malı ne makamı kurtaramaz.sadece biraz sabır biz vatanı kanla aldık ötesi yok.hepsi hain olsa bir avuç soysuz hadleri bildirilir.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
3. Dünya savaşı çıkarsa müttefikimiz kim olsun? İşte dikkat çeken Türkiye detayı...
Sabit ve hareketli kara hedefleri nokta atışıyla imha edildi