'Ne mutlu Türküm diyene' demem'

DTP kontenjanlı İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras'ın dansçı eşi Zeynep Tanbay, 'Artık kimse bana, 'Ne mutlu türküm diyene' dedirtemez' diyor.

'Ne mutlu Türküm diyene' demem'
'Ne mutlu Türküm diyene' demem'
GİRİŞ 21.09.2007 04:59 GÜNCELLEME 21.09.2007 04:59
Bu Habere 148 Yorum Yapılmış
Yaklaşık yedi yıldır Ufuk Uras'la birlikte yaşayan dasnçı Zeynep Tanbay, seçimler sonrası, kendi deyimiyle 'prosedür' gereği evlenmiş. Türkiye'ye geldiği anda kendini sivil politikamn içinde bulan Tanbay, F tipi cezaevleri, AKM'yi yıkma tartışmaları, Hrant Dink cinayeti için yapılan eylemlere katılmış.

TEMPO: Bir yerde, 'Bu ülkede ne Kürt, ne Türk, ne Ermeni olmak zor. Bu ülkede en çok 'başarılı' olmak zor' demişsiniz!

Zeynep Tanbay: Türkiye'de azınlık olmanın ne kadar zor bir şey olduğu tartışılmaz bir şey. Onların yaşadıklarını her gün iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Hem Türkiye vatandaşı olup, mesleğinizi iyi yapmak da azınlık olmanızı sağlıyor bence. Orhan Pamuk'u düşünün. Dünyada, Nobel ödülü almış, ülkesinde bu kadar tartışılan, itilen bir başka yazar var mı sizce?

Tempo: Siz kendinizi çok başarılı mı buluyorsunuz?

Z.T: Kendimi başarılı buluyorum diyemem. Sadece çocukluğumdan beri en sevdiğim işi yapıyorum; dans ediyorum.

Tempo: Zeynep Tanbay Dans Projesi'nde üçüncü yılınıza giriyorsunuz değil mi?

Z. T: Teknik açıdan, dansçılar nasıl çalışılması gerektiğini artık çok iyi kavradı. İlk seneki şaşkınlıklarım attılar üzerlerinden. '4. Ayak' oyununu turnelere çıkarmaya devam edeceğiz. Kasımda Eskişehir Festivali'ne katılıyoruz. Ardından Tel-Aviv Dans Festivali'ne katılacağız. Üzerinde çalıştığımız yeni projeler var.

'Ufuk milletvekili olunca evlendik'

Tempo: Ufuk Uras'ın hayat arkadaşısınız değil mi?
Z.T: Ufuk Uras'ın eşiyim.
T: Evlendiniz mi?
Z. T: Evet. Seçimlerden hemen sonra. Bir prosedür olarak yapmamız gerekiyordu. Sonuçta Ufuk milletvekili oldu.
T: Bundan mutsuz olmuş gibisiniz?
Z. T: Aksine. Gayet mutluyum.
T: Politik duruşunuz Ufuk Uras sonrasında mı şekillendi?
Z.T: Hayır. Her sanatçının, politik olaylar karşısında harekete geçecek kadar duyarlı olduğuna inanıyorum. Yemek sofralarında yapılan 'Ne olacak bu memleketin hali?' tartışmalarından bir ileri boyuttaydı benimkisi. Oğlumu doğurduktan hemen sonra; 1998' de Türkiye'ye geldim. Gelir gelmez de 'sanatçılar girişimi' adı altında başlayan bir projenin içinde buldum kendimi. F tipi cezaevlerine karşı çok ciddi bir sanatçı duruşu gösterilmişti ki, bu direnişte de en baştaydım. Daha sonra Sema Pişkinsüt'ün partisinin kurucu üyelerinden biri oldum. Aslında '98 seçimlerinden itibaren ÖDP'liydim ama 'ÖDP bir uykuya yattı' diyerek Pişkinsüt'ün partisine, Toplumcu Demokrat Parti'ye girmiştim. Hala da üyeyim. ÖDP, çok güzel bir çıkış yaptı. Yoksulluktan yolsuzluğa kadar, olabilecek her şeyi ortaya koydu. Ama yüzde 10 barajı, hiçbir zaman ÖDP'nin Meclis'e girmesine izin vermedi. Ufuk Uras'ın da adaylığını bağımsız koyması tamamen bu nedenle.

Tempo: Ufuk Uras, yeminini etti, Meclis toplantılarına girmeye başladı. Dışarıdan bakmıyor artık. Düşünceleri değişti mi? Kendini topluma, ülkeye ait birtakım sorunları düzeltebilecek gibi görüyor mu yine?

Z.T: Mutlaka inanıyor. İnanmasa orada olmazdı. Sistemin bozukluklarını öyle iyi biliyorduk ki, şaşırmadık. 'Meclis'te sana söz vermezler' diyordu herkes, doğru söylüyordu. Ama Meclis'in dışında bir basın açıklaması yaparak bile sesinizi duyurma şansımz çok fazla. Milletvekili unvanıyla vereceğiniz demeçler önem kazanıyor. Meclis'te bağımsızlara eşit şekilde konuşma hakkı verilmesini istiyoruz. Bu arada, anayasa değişikliğinden dolayı çok umutluyuz. 12 Eylül Anayasası'nın değişmesi, insanda ancak umut yaratıyor.

Tempo: Yeni anayasada laiklik ilkesinin kaldırılacağı söyleniyor. Memnun musunuz?

Z.T: İnsanlar sabırsız ve paranoyak davranıyor, diye düşünüyorum. Şurası böyle olsun, olmasın diye elbette konuşulacaktır. AKP'liler İslamcı diye önyargılı bir tutum var. Bunları yıkmak gerekiyor. Ben AKP'ye oyumu vermem. Kendine muhafazakar diyen bir partiye oy verme şansım hiç yok. Ama tartışmayı da acayip buluyorum. O sistemin içinde, Cumhurbaşkanlığı için elbette aralarından birini çıkaracaklardı. CHP iktidarda olsa, o da aynısını yapacaktı. Karşı olduğum bir şey daha var. O da Cumhurbaşkanı eşinin türbanı. İnsan 'eşi türban takıyor' diye nasıl suçlanır, anlamıyorum. Ayrıca, senelerce Dışişleri Bakanlığı yapmış birinin Cumhurbaşkanı olmasını herkes ister.

Tempo: Sivil anayasa türbanın üniversitelere girmesine izin veriyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Z. T: İnsanın sadece türbanına bakıp önyargılı bir tutum içine girmesini de anlamıyorum. Bir şeye inanır, inanmaz, takar, takmaz. Anayasanın değişmesinden dolayı mutluyum. Özgürlükten yanayız biz. 301'in kaldırılmasını istiyorsak, türbanın serbest bırakılmasını da istemeliyiz.

Tempo: Ankara'ya yerleşmeyi düşünüyor musunuz?

Z.T: Hayır. Gitmeyi de düşünmüyorum.

Tempo: O zaman eşinizle az görüşüyorsunuz!

Z.T: Ufuk Uras da Ankara'da sürekli kalmama kararı aldı. Gidip gelmek suretiyle İstanbul' daki hayatını sürdürüyor.

Tempo: Bir sanatçı eşi olarak Ufuk Uras, sanatın ve sanatçıların yaşadığı sorunlarla ilgili ne yapmayı planlıyor?

Z.T: Ufuk seçildiği zaman ondan üç şey diledim. Ve bu üç isteğin arasında hiç sanat yoktu.

'En iyi Kültür Bakanı uyuyanıymış'

Tempo: Neydi onlar?

Z. T: Hrant Dink için yeni bir komisyon kurulması. İkincisi, Kızıltepe'de öldürülen Uğur Kaymaz'ın katillerinin tutuklanması için yargı yolunun açılması. Üçüncü isteğim, polise verilen hakların geri alınmasıydı. Polisle ilişkinizin, bu kadar güvensizlik üzerine kurulduğu başka bir sistem yok. Kafamda 'her polis kötüdür' diye bir imaj var ve bunun çok acil değişmesi gerektiğine inanıyorum. Meclis kurulduktan sonra da isteklerim oldu. Mesela 'solcu' diye bildiğimiz Ertuğrul Günay, Kültür Bakanı seçildikten soma Antalya'daki heykel tartışmalarında çekimser kalmayı seçti. Soma dedik ki, meğerse en iyi Kültür Bakanı uyuyanıymış. Atilla Koç bir kere uyanmış, onda da AKM'yi yıkmaya kalkmıştı.

Tempo: Sorunların bu kadar içinde olmak, fazlaca sorgulamayı da beraberinde mi getiriyor? Bu mutsuz etse gerek ...

Z. T: 1999' dan beri F tipi cezaevleriyle başlayarak, insan hak ve özgürlükleriyle ilgili hemen her mitinge katıldım. Meclis'e de girdik. Fakat bu bile umut beslememizi sağlamadı. Bu yüzden artık kimse bana, 'Ne mutlu Türk'üm diyene' dedirtemez. Demeyen de vatan haini sayılamaz artık. ..•

Tempo
YORUMLAR 148
  • Hasan Uluirmak 17 yıl önce Şikayet Et
    El gider mersine bizimkiler tersine. Ben ingilterede yaşıyorum ve şunu samimiyetle söyleyeyim ki Türkiyede kıral iken burada uşak oluyorsunuz.Ne için 2 kuruş fazla para için. Kendi asıl mesleğini icra eden nadir şanslılardan birisiyim ve yabancıların çoğu hammallık yapıyor hemde üniversite mezunlarımız.İnanmayan tanıdık arkadaşlarına sorsun. Bu arada buradan bayağı kişi Türkiyeye geri döndü ve birsürü dönmek üzere, nedenmi! Türkiyedeki Ekonomik gelişme ve buralardaki ekonomik kriz beklentileri.CHP gibi yobazlar oradan bunu göremez tabii.
    Cevapla
  • REFİİ MEHMET ÇOKŞEN 17 yıl önce Şikayet Et
    DAHA ÖNCE DİYORMUYDUN ACABA. Artık.Artık diye başlıyor da,daha önce kaç kere hissettin bu kutsal kimliği.Yada kaç kere dedin?Özgürlüklerin kısıtlanmasını F tipi cezaevlerinin varlığıyla kısıtlıyorsun.Örtüsü,inancı vs.den dolayı kısıtlanan insanlar neden aklına gelmiyor?Sakın Türk olduğun için ne mutluyum deme.Ve hatta başka milletlerin vatandaşı da ol.Sanmıyorum kimse ardından ağıt yakmayacak
    Cevapla
  • Kadir Alp Türkoğlu 17 yıl önce Şikayet Et
    Osmanlı\'yı da gavur yaptılar!!!-2. Hem osmanlı Türk değildi dersiniz Türk milletini küçük ve hakir gösterirsiniz hem de Osmanlı Devleti\'nden bilinen sözde soykırımlar için mesela Sakız adasında şu kadar rum varmış fln şimdi kalmamışmış...O zaman Osmanlı demezler Türkler kesti derler;) Uyanıklar sizi, başörtüsüne küfür eden adam bir anda türklüğe sövünce sözde dindar kürtçüler adamı baş tacı ederler!!! Vay ülkem vay. Ne mutlu ki Allah beni müslüman Türk yaratmış.
    Cevapla
  • Kadir Alp Türkoğlu 17 yıl önce Şikayet Et
    Osmanlı\'yı da gavur yaptılar!!!. Biri diyor ki Osmanlı Türk devleti değildi.O mehter marşlarıyla fazla gaza gelmeyin, onlar 1930larda yazıldı.Yanında mıydın bizim bestekarlar yazarken??? Karadenizliler bilir Trabzondaki çeşmelerde bile mehteran eski yazıyla yazılıdır.Kimi kandırıyorsunuz.yapın kürtçlük vs.yi.Dtp sizden daha dürüst be kardeşim.Rizeli kafkas türkü bir ailenin çocuğuyum abim çeçenya gazisi.Al sana Türklükse Türklük müslümanlıksa müslümanlık. Üç kıtada ev sahibiyken yarımadada misafir muamelesi gören Türk\'üm ben.
    Cevapla
  • abithandsome 17 yıl önce Şikayet Et
    acaba?????. sizin tarzda yazmadığım için mi eklenmedi yorumum?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Tüketici haklarında yeni dönem: Doğrudan satışlara yeni düzenleme!
İsrail boşuna dünyanın en nefret edilen ülkesi değil! işte kan donduran 33 işkence yöntemi