Cumhuriyet'te yazmak isteyen türbanlı

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, 'Ben başörtülü çalıştırmam, Yeni Şafak Kemalist birini çalıştırır mı?' sözüyle başlayan polemikte yeni bir boyut. Cumhuriyet'e yazar olmak için bir türbanlıdan teklif geldi.

Cumhuriyet'te yazmak isteyen türbanlı
Cumhuriyet'te yazmak isteyen türbanlı
GİRİŞ 09.11.2007 14:50 GÜNCELLEME 21.09.2018 17:48
Bu Habere 8 Yorum Yapılmış

Haftalık olarak yayınlanan Gerçek Hayat Dergisi'nde bugün hayli ilginç ve ironik bir yazı yer aldı. 'Köşem Sultan geliyor!' başlığıyla bir yazı yazan Ümmühan Atak Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışmak istediğini söylüyor.

 

İşte ilginç iş müracaatı...

Köşem Sultan geliyor!

Malum (bir kısım da denebilir) medyanın son zamanlarda ‘türbanlı’ yazar kapma yarışına dikkat etmişsinizdir. İçi dolu, nitelikli, insani yazılar yazanlar bir tarafa. Medya eğer, sırf siyasi konjonktür gereği, “içimizde türbanlı da bulunsun” diyorsa, ben de varım! Yazacağım köşenin adı bile hazır; Köşem Sultan. Beni bu düşüncelere iten sebepleri, aşağıda bir bir yazdım. Her şeyin, “türbanlı magazin muhabiri arayışlarından haberdar oluşumla” başladığını göreceksiniz. Ha, yine de bu yazdıklarımdan alınan olursa, cidden alınırım…

*****
Çok değil, birkaç hafta önce, bir televizyon kanalının bünyesinde çalıştırmak üzere ‘türbanlı eleman’ aradığını duyduk. O gün Yeni Şafak gazetesinden Mehmet Şeker’in köşesinden duyurduğu bu bilgi, gün içinde, tevafuken gelen telefonlarla pekişti. Mesleğe henüz yeni başlamış, bir-iki yıllık geçmişleri olan arkadaşlarım arıyor ve soruyorlardı; “Ne yapmalıyım?”
Bu televizyon kanalıyla ortak iş yapan ajans, bizim kızları arayıp “Bizimle çalışın” diyordu. Kendilerinden nasıl bir iş beklediklerini sorduklarında aldıkları cevaba ve gelişen diyaloga bakalım:
“- Magazin muhabirliği yapacaksın.”
“- Ama ben magazin muhabirliği yapmadım ki hiç.”
“- Öğretiriz”
“- Ama ben tesettürlüyüm…”
“- Tamam işte. Bu yüzden seni seçtik.”
“- ?...”
“- Sen, türbanlı bir muhabir olarak, magazin alemlerine dalacak ve topluma kötü örnek olan ünlü isimlere hesap soracaksın!”
“- Hesap sormak mı? Nasıl?”
“- Elbette! Misal, Hülya Avşar’ın karşısına geçip mikrofonu uzatacaksın ve ‘Çoluğun çocuğun var, nasıl utanmadan evlilik dışı ilişki yaşıyorsun?’ diye soracaksın.”
“- Sonra!!!”
“- Unutma, sen ‘seçilmiş’ insansın. Bunu ancak sen yapabilirsin. Toplumun bu olumsuz gidişatını sen durduracaksın!”
“- Sonra??”
“- Sonrası şu, sana bu işin karşılığında iyi para vereceğiz. 3 bin YTL falan.”
***
Konuşmalar, bu ‘proje’nin, bütünüyle siyasi gündem üzerinden tasarlandığı üzerine sürüyor. Arkadaşlara, uzun uzun, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasıyla türbanın ülke gündemine geldiğini ve bu “fırsatı” değerlendirip, türbanlıların ‘aslında’ ne kadar özgüven sahibi ve topluma ‘örnek’ olduklarını göstermek istediklerini anlatıyorlar. Bizim kızların kafası iki şeyle karışsın isteniyor; “Ya ben bu önemli misyonu üzerime almayınca toplum kendine gelmezse?” ve “Bu parayı İslamcılarla kıyamete kadar çalışsam bir arada bulamam.”
***
İlk hamlede, kendilerine bu kadar büyük bir ‘misyon’ yüklenmesinin altında buzağı aramayışlarının sebebini ise şöyle açıklıyorlardı; “E, ama bunu bize teklif edenler, daha önce beraber çalıştığımız şimdilerde liberal mümin olan Müslüman abilerdi.”
Tabi ki Hülya Avşar gibi bir ismin karşısına çıkıp hesap sormanın hiç de akıl kârı olmadığını biliyorlardı. Tabi ki, mankeniyle, ressamıyla, şarkıcısıyla, şovmeniyle devasa magazin alemini hidayete erdiremeyeceklerini biliyorlardı. Kafalarını karıştıran, daha önce beraber çalışırken ceplerine üç kuruş maaş vermekten erinen Müslüman iş adamlarının ‘samimi görünümlü’ teklifleriydi. (Her Türk insanının “samimi görünümlü Müslüman iş adamları” denildiğinde aklına “Doğan görünümlü Şahin” örneğini getireceğinden ve bunun ne anlama geldiğini bildiğinden, huzur içinde emin olmak istiyorum.)
***
Bunları boşuna anlatmadım. Lafı uzatmak niyetinde de değilim. Patronlarım bu yazıyı okurken ne düşünür, bilmiyorum ama, “Köşe istiyorum, köşe!”
En afilisinden, gazeteyi ele alınca en göze çarpan tarafından, en renkli, en grafiklerle süslenen bir köşe. Hangi medya patronunun elinde olursa olsun. Edebimle oturup köşemi yazacağım, hepsi bu. Ha, zaman zaman bir telefon gelir, “Şimdi şu konuyu yaz. Ama öyle aklına eseni değil, şöyle şöyle yaz” denilir, oturur yazarım. Erinmem yani. İş değil mi? Proje değil mi?
Her yazdığım olay olsun, yazmadığım gündeme otursun. Telefonlarım, tüm dünya meseleleri hakkında görüşlerimi almak isteyenler tarafından susturulmasın. Bir gün, tarikatlar, öbür gün mezhepler, başka bir gün diyalog hakkında görüş beyan edeyim. Eften püften cümleler kurmuş olsam bile, önemseneyim. Köşem, kılıcım olsun, asayım-keseyim.
***
Neden bu kadar heyecanla Köşem Sultan olmaya aday olduğumu merak ediyorsanız, kişisel geçmişimi özetleyeyim. Yıllarca, ‘bu camiada’ çalıştım. Basın-yayın camiasını kastediyorum. Bir aralar, “Gel, şurada ‘köşe’len” diyen ‘öteki medya’ grubundan haber gönderenlere, cevabım kısa ve netti: “Olmaz, yapamam”
Korkuyordum. Benden, “bizim cenahı” yazmamı istiyorlardı. Bu kolay bir şeydi. Kara çarşaflısından türbanlısına kadar çeşit çeşit türbanlının arasına sızmamı isterler, jurnalleme emri verirler diye. Hatta, “Git, şu kadınlar plajına muhafazakar mayoyla gir, 1 GB hafızalı bu kartı dolduracak kadar fotoğraf çek, dön” derler diye. Hem ne de olsa, onlardan daha çok biliyorum içinde bulunduğum camiayı, eğrisi, doğrusuyla.
Fakat bugün korkmuyorum. “Olur, yaparım.”
Mevcut türbanlı yazarların yapamadıklarını bile yaparım. Bu tür “proje”lerde yer alabilir, gerekirse içinde bulunduğum İslamcıları yerle bir eden yazılar yazabilirim. Camiayı kökünden ‘tahlil’ yeteneğine sahip olduğumu belirtir, tüm ilgililerin dikkatine ekteki CV’mi sunarım.
(Rica ederim maaş teklifleriniz 3 bin YTL’den başlasın, yukarı doğru çıksın. Tecrübesiz magazin muhabirlerinden ne eksiğim var?)
***
Muhterem patronlarım… Gördünüz; gittim-gidiyorum. Beni derginizde tutmak ve adımla kurumunuza bahşettiğim saygıdan, şereften nasiplenmek istiyorsanız (bu sözler işsiz kalmama da sebep olabilir gibi geldi birden), maaşımda ‘küçük’ düzeltmeler yapabilirsiniz.
***
Cümle kurmayı bile beceremeyen biri olmadığıma göre, Köşem Sultan’ın ilk yazısını yazmaya başlayabilirim şimdiden. Hatta ilk yazım, “Neden Cumhuriyet Gazetesi’nde yazmak istedim?” başlıklı olacak. (Buradan, gönlümde yatan aslanın, Cumhuriyet gazetesi olduğu sanırım anlaşılmıştır. Ama ziyanı yok, Hürriyet de olabilir. Yazılarından bilirim, Ertuğrul Özkök ‘geniş’ adamdır, Sedat Ergin gibi ‘tavizsiz’ değildir.)
Hadi hayırlısı…

Gerçek Hayat Dergisi

 

YORUMLAR 8
  • MERVE GÜNDÜZALP 16 yıl önce Şikayet Et
    DİYET . Ben sonradan başörtüsü takan biri olarak işin içine girince şok oldum dindar olmayan insanlardan ziyade dindar işletme sahiplerinin nasıl bir sömürü düzeni kurduklarına inanamassınız.Nasıl olsa bunlar iş bulamıyor diye piyasanın yarı fiyatına üniversite mezunu kızları çalıştırıyorlar,işten çıkınca iş bulamassın tehditlerinden tutun işe alınmanızı bir lutuf gibi sürekli sömürüyor ve diyetinizin olduğuna inanıyorlar.Sizi boyunduruk altına alan iki kesim var seç seçebilirsen Allahın emri olmasa çekilir dertmi
    Cevapla
  • fehim tastekin 16 yıl önce Şikayet Et
    türban aşağı türban yukarı. türbanda nereden musallat oldu dilimize ben türban bilmem arkadaş neden bize kelimeleri zorla dikte ediyorsunuz? türban yok başörtüsü var yaşmak var yazma var varda var.
    Cevapla
  • matrioshka 16 yıl önce Şikayet Et
    . Konuyudağıtmafobisi. yeni bir fobi çeşidi daha kazandık psikoloji camiasına.
    Cevapla
  • ÜLKÜM YESİ 16 yıl önce Şikayet Et
    sadece türbanlı olmamakta yetmez. bir insanın bilgi düzeyi tabiiki sadece türbanlı olup olmamıyla ölçülez.ne demek türbanlı çalıştırmam.ama şu da bilinsin ki sadece türbanlı olmamakta yetmez .onların her dediğine he diyecek onalrın istediğini yazacak biri lazım.yazıyı yazan bayanda iyi reklamını yapmış yazdıkları çok ciddiyetsiz.eğer böyle bir takım fikirleri savunacaksa hiç yazmasın
    Cevapla
  • kenan abdullah 16 yıl önce Şikayet Et
    garip. onu bunu bilmemde muhafazakar basinimizda tek gorevleri askere kufretmek olan komunistler ve ermeniler yaziyor ustelik bu yazarlar su an muhafazakar basina hakim cok garip degil mi*
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İflas eden ünlü iş insanı Hayrettin Şimşek'in son görüntüsü gündem oldu
Putin'den dikkat çeken atamalar: Savaş yeni bir evreye geçiyor!