Örnek 31 Mart Ayaklanması mıydı?

AB uzmanı ve sivil insiyatif kuruluşu Köy-Çil’in Başkanı Avukat Yusuf Özer günümüzde siyasette yaşananları 99 yıl önce ülkeyi karmaşaya götüren Çılgın İttihatçılara benzetti. Peki Babıali Baskını ve 31 Mart Ayaklanmasıyla günümüz siyasi geriliminin ne gibi benzerlikleri var? Ne pahasına olursa olsun Abdülhamid Gitsinciler, bir milleti yok olma tehlikesine sürükledi….İşte detaylar…

Siyasi gerilime son verilebilmesi için sık sık açıklamalarda bulunan sivil insiyatif kuruluşu Köy-Çil’in Başkanı Avukat Yusuf Özer günümüzde iktidarı gayri meşru yoldan ele geçirmeye çalışan güçlerin, çılgın ittihatçılardan farkı bulunmadığını söyledi. Tarihten ders alınmazsa tekerrür edeceğini belirten Özer, türlü tertipler düzenleyerek ülkeyi karışıklığa sürükleyen ittihatçıların bu düşüncesizliklerinin sonucunda işin Kurtuluş Savaşı’na kadar gittiğini hatırlattı. İttihatçıların en yıkıcı hareketinin Babıali Baskını ve 31 Mart ayaklanması olduğuna dikkat çeken Özer, geçmişteki bu olaylarla günümüz arasındaki benzerlikleri şöyle sıraladı:

AMAÇ ABDÜLHAMİD GİTSİN DE NE OLURSA OLSUNDU

Çeşitli ayak oyunları ile uygulamaya konan 31 mart ayaklanmasında Osmanlı İmparatorluğu’nun 33 yıl başarıyla yönetmiş Padişah Abdülhamit tahttan indirildi. Günümüzde ülkeyi uzun süre başarıyla yönetmiş iktidar partisi hedef alınıyor.

Çılgın İttihatçılar nedeniyle Türk Milleti için hüsran serüveni başladı. Balkan savaşları, Trablusgarb’ın elden çıkması ve birinci dünya savaşı. Günümüzde ise AK Parti’nin kapatılması ihtimali bile karamsarlığa yetiyor.

DERS ALINMAYAN TARİH TEKERRÜR EDER

Avukat Yusuf Özer’in son tespiti ise 31 Mart Tarihi ile bir milletin kurtuluş savaşına kadar yok olma serüveninin başlangıcı olmasına dikkat çekildi ve şu yorum yapıldı : “ Hiç tekerrür edermiydi tarih ders alınsa idi der ünlü şairimiz. Ama görüyoruz ki tarih bir kez daha tekerrür ediyor.”

ÜLKE ÇIKMAZA SOKULUYOR

Sivil insiyatif kuruluşu Köy-Çil’in Başkanı Avukat Yusuf Özer, Bugün İktidarı meşru yoldan, demokratik yoldan elde edemeyenlerin bir takım tertiplerle ülkeyi çıkmaza soktuklarını savunarak “Yeni bir kara tarih yazıyorlar” dedi.
“Bu Millet, aslında bir parti üzerinden kendisi hakkında oynanan oyunların farkında” şeklinde konuşan Özer sözlerine şöyle devam etti:

“Evet Türk halkı, eskiden beridir, Allah devlete zeval vermesin düsturu ile hep devletine saygılı olmuştur. Devletime bir zarar gelmesin diye hep kendine yapılan zulümlere dahi ses çıkartmamıştır. Miletimizin, devletine bu denli sadakati maalesef hep kötüye kullanılmıştır.”

MİLLETİN KADERİ BİR AVUÇ SEÇKİNCİYE BIRAKILAMAZ

Bu kez milletin kaderini bir avuç seçkincinin hüsrana sürüklemesine izin verilmemesi gerektiğini savunan Yusuf Özer, Türk halkı ne yapmalı sorusuna ise şu yanıtı verdi:

ACİLEN DEMOKRATİK VE ÖZGÜR ANAYASA YAPILMALI

Türk halkı kendi kaderini kendisi tayin edecek kudrete sahiptir. Oynan bu oyunu ters yüz etmek için öncelikle ve ivedilikle, seçtiği milletvekillerine baskı yaparak, demokratik ve özgür bir anayasa yapmak için harekete geçmelidir.”